Tbmm'de jammer tartışması
TBMM'de "Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşülürken, AKP ve CHP Grup Başkanvekilleri arasında "Jammer" tartışması yaşandı. AKP Rize Milletvekili Harun Mertoğlu'nun CHP'ye yönelik eleştirileri de Genel Kurul'da yankı buldu.
TBMM Genel Kurulu'nda, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır arasında sert bir "Jammer" tartışması yaşandı.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ yönetiminde toplanan TBMM Genel Kurulu, 'Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüştü. Genel Kurul'daki görüşmelerde, AKP ve CHP Grup Başkanvekilleri arasında "Jammer" cihazları üzerinden bir tartışma alevlendi.
Genel Kurul'da milletvekillerine tanınan birer dakikalık söz hakkı sırasında AKP Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, CHP'nin İstanbul'daki yolsuzluk iddialarına yönelik eleştirilerde bulundu. Mertoğlu, "'Yeterince büyük bir yalan söylerseniz ve onu sürekli tekrar ederseniz insanlar eninde sonunda buna inanacaktır.' Nazi Propaganda Bakanı Goebbels'in bu sözü bugün CHP'nin çoğu konularda olduğu gibi İstanbul'daki yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili yürüttüğü algı operasyonunu da özetlemektedir. Kasalardan çıkan yüklü miktardaki paralar kamuoyunun gözleri önündeyken CHP işi, 'Çocuk kumbarasına el konuldu' gibi asılsız bir hikaye ile sulandırma çabasındadır" şeklinde konuştu.
Mertoğlu'nun bu sözleri üzerine CHP sıralarından tepkiler yükseldi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır söz alarak, "Burada bazı milletvekili arkadaşlarımız A Haber'in muhabiri gibi, bilmediği, duymadığı konularda algı yapıyor. Bilmeden duymadan yapılan kirli algılarla hiç kimseyi suçlamasınlar. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış, gerçekten ayaklar altına alınmış. Bu nedir ya? Birer dakikalık konuşmalarla her çıkan, 'Bantçı' peki, bantla ilgili de söyleyeyim: 18 Ekimde başlayan soruşturma, otel görüntüleri ekimin ilk haftası, bu ülkede polis, devlet, İçişleri Bakanı mahkeme kararı olmaksızın insanları mı dinliyor? 18 Ekim’de soruşturma ama ekimin ilk haftasına ait o görüntüler" ifadelerini kullandı.
Başarır'ın açıklamalarına yanıt veren AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, milletvekillerine verilen birer dakikalık söz hakkının tamamen kaldırılması konusunu değerlendirebileceklerini belirtti. Zengin, "Tüm yapılanlardan anlıyoruz ki, bu bantlama işini yapan için önce ne dediniz? Genel Başkanınız dedi ki, 'Bu koruma, polis' ama anlıyoruz ki koruma ve polis değil, oradaki özel bir güvenlik. Yani sizin Başkanınızın edindiği bir güvenlik ve bu arkadaşlar hiçbir yerde uygulaması olmayan bir uygulama yapıyorlar. Ben de bu kadar yıldır siyaset yapıyorum, gidip böyle bir yere bant yapıştıran kimseyi görmedim. Kaldı ki her şeyin, herkesin izlendiği, telefonlarımızda bile ne olup bittiği belli olan bir yerde neyi bantlayacağız. Ben bunu anlayamadım yani neyi bantlayacağız, neyi kapatacaksınız?" diye sordu.
Başarır ise birer dakikalık söz hakkının kaldırılmasının despotizm olduğunu savundu ve Meclis'in yetkilerinin azaltıldığını dile getirdi. Başarır, "Şimdi, burada açıkça bir soru soruyorum. Ben İçişleri Bakanını ciddiyete davet ediyorum. Soruşturma 18 Ekim’de başlıyor, otel ziyareti 6 Ekim’de. Sen o arada o görüntüleri nasıl temin ettin? Belediye Başkanını neden takip ettin? Hangi mahkeme kararına göre takip ettin? Çık bunları açıkla, açıkla çünkü sen kanunsuz olarak takip ettin. Bakın, Meclis de dinleniyor, hepimiz de dinleniyoruz. Çıkartın telefonları, bakalım, niye FaceTime'dan, WhatsApp'tan konuşuyorsunuz? Çünkü siz de dinleniyorsunuz, herkes de bunu biliyor. Melih Gökçek ihale yaparken, İstanbul Belediye Başkanı, 'Jammer' ihalesi yaparken, Kahramanmaraş Belediyesi yaparken niye yapıyor? Soruyorum. Siz yapacaksınız, sizin dinlenmeme hakkınız var, bizim yok" şeklinde konuştu.
Zengin, Başarır'ın sözlerini çarpıttığını ve konunun makul bir zemine oturtulması gerektiğini söyledi. Ardından Zengin, "Bakın, bu, 'Jammer'ların yolda kullanılması başka bir şey, yapacağınız özel bir görüşmeyi jammerla kapatmak başka bir şey. Yolda, izde yaptığınızda bir defa hiç kimsenin hürriyetine engel olmuyorsunuz yani onların görüşme, iletişim hürriyetine bir engel getirmiyorsunuz. Sadece kendinizle alakalı bir güvenlik önlemi ve bu da eğer elzemse bunu yapma hakkına sahipsiniz. Fakat siz ne yapıyorsunuz? 'Ben, paşa gönlüm istiyor, bir görüşme yapacağım, kapatayım bantları, gelsin jammer'lar, otelde, çevrede bulunan hiç kimse görüşmesini yapamasın.' Bunu yapmaya hukuken de hakkınız yok" dedi.
Başarır, Bozdağ'dan sataşma gerekçesiyle söz istedi ve Zengin'in sözlerine karşılık olarak, "Bizden önce görev yapan AKP İBB yönetimi jammer ihalesi yapıyor, oradan kalanlar bunların bir kısmı ama şimdi Sayın Ekrem İmamoğlu sorgulanıyor, ben buna kızıyorum. Beyefendinin İstanbul'da ailesiyle yediği bir yemeğin mobese görüntüleri sızdırılıyor İçişleri Bakanlığı, sonra biz kişi güvenliğinden bahsediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bozdağ, milletvekillerinin birer dakikalık bölümde yapacağı konuşmalara grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde cevap verileceğini belirtti.
Başarır ile Zengin arasındaki tartışma, grup başkanvekillerinin açıklamalarında da devam etti. Başarır, "İçişleri Bakanı diyor ki, 'Vallahi ben jammer kullanmıyorum.' Ya, ben bu yüzden diyorum: Beyefendi hasta mısın sen? Dinlemeyi yapan sensin, kendi kendini mi dinleyeceksin? Sen insanların aklıyla alay mı ediyorsun? Şunu söyleyeyim: Sayın Bakanın kendi kendini dinlemeye ihtiyacı var ama ekranda söylediği saçmalıkları daha sonra oturup sakin kafayla, 'Bir tekrarını dinlemeliyiz' demeli. Çıkıp bunlara cevap vermektense bizim aklımızla alay ediyor" dedi.
Zengin ise Başarır'ın kullandığı ifadeler üzerine, "Ali Mahir Başarır'ın kullandığı ifadeler var, kendisini düşünmeye davet ediyorum. Mesela, 'Hasta' kelimesini kullanıyor. Ben eğer konuşmalarınızı biraz dinleseniz bunu söylemeyeceğinizi düşünüyorum. Bu ülkenin Bakanına, 'Hasta' demeden derdinizi anlatabilirsiniz. Kaldı ki Sayın Bakanımız işinde son derece başarılı. Kendisi, 'Ben bunu kullanmıyorum' dediği için ki ben yakın bakanlarımızda da hiç bunları kullananı görmedim. Seyahat halindekileri bilemiyorum ama bir toplantıda, gittikleri herhangi bir yerde kullananı görmedim. O yüzden, Sayın Bakanla alakalı konuşurken hakaret etmeden, çok net bir şekilde kendinizi ifade edebileceğinizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Başarır ise Zengin'e cevap olarak, "İçişleri Bakanının konusu çok önemli. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ona hakkımı helal etmiyorum. Bundan 3 hafta önce yaşanan bir siyasi tartışmadan dolayı ben ilk kez Mecliste söylüyorum, 30'un üzerinde sokağa çıkma ve ölüm tehdidi, bunların birçoğu da üst düzey insanlardı. Ben bunları bir dosya yaptım. Özellikle ailem istedi, 'Biz yanındayız' dedi, koruma istedi. Korumayı istedim. Bakın, bugün Menzil şeyhine, Cübbeli Ahmet'e çakarlı araba veren, koruma veren bu zihniyet CHP Grup Başkanvekilinin koruma talebini reddetti, o kadar açık tehditlere rağmen. Bu İçişleri Bakanı hasta değil mi? Adil mi? Düzgün mü yönetiyor? 86 milyon hakkını helal etmiyor, böyle Bakanlık olmaz" şeklinde konuştu.
Haber Merkezi