Tanal: Bakan Öğretmeni Azarlamak Yerine Göreve Başlatmalı

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakat mağduru bir öğretmenle yaşadığı tartışmaya sert tepki gösterdi. Tanal, "Anayasa’nın 2. ve 49. maddeleri sosyal devleti ve eğitim hakkını açıkça tanımlar. Milli Eğitim Bakanı'nın görevi öğretmeni azarlamak değil, görevine başlatmaktır" ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin'in "terör örgütleriyle ilişkili" şeklinde ithamda bulunduğu 'mülakat mağduru' öğretmen ise, "Ya tutuklayın ya da özür dilesin, aksi takdirde açlık grevine başlıyorum!" diyerek dikkatleri üzerine çekti.

BAKAN TEKİN VE MÜLAKAT MAĞDURU ÖĞRETMEN ARASINDA YAŞANAN GERGİNLİK

Zeytinburnu Belediyesi'nin düzenlediği 19. Geleneksel Kitap Okuma Yarışması Ödül Töreni'ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ek atama bekleyen ve mülakat mağduru olduğunu belirten öğretmenlerin protestolarıyla karşılaştı.

Protestolara katılan öğretmen Özkan Özdemir, konuşması esnasında Bakan Tekin'e seslenerek, “188 gündür sizi bekliyoruz. 5 dakika da siz bizi bekleyin. Bizler mülakat mağduru öğretmenler olarak kapınızda bekledik. Bizimle yüzleşmek yerine toplumu, kamuoyunu algılarla manipüle ettiniz. Bizler mülakat zulmünde acı çektik. Kar demeden, boran demeden kapınızda bekledik. Bizim adımıza siyasetçilere cevap verdiniz. Ama bizimle cevaplaşmak, bizimle hesaplaşmak noktasında..." şeklinde konuştu.

Bakan Tekin, Özdemir’in bu sözleri üzerine “Dışarıda bekle, konuşalım” şeklinde yanıt verdi. Ancak protestocu öğretmen görevliler tarafından salondan çıkarılırken, Bakan Tekin'in “En az 30 defa sizlerle konuştuk. Sen o kadar megaloman bir çocuksun ki seninle konuşmamayı diğerleriyle konuşmak gibi algılıyorsun. Bu tavrın terbiyesizce ve ahlaksızca bir tavır” ifadelerini kullandığı belirtildi.

TANAL'DAN BAKAN TEKİN'E SERT TEPKİ

Mahmut Tanal, sosyal medya hesabından Bakan Tekin'e yönelik eleştirilerini dile getirdi. Tanal'ın paylaşımında şu ifadelere yer verildi:

"Ataması yapılmayan öğretmenlerimiz yalnız değildir!

Milli Eğitim Bakanı'nın bir öğretmeni azarlaması, sadece siyasi değil, hukuki açıdan da kabul edilemez bir tutumdur.

Anayasa’nın 2. ve 49. maddeleri sosyal devleti ve eğitim hakkını açıkça tanımlar. Milli Eğitim Bakanı'nın görevi öğretmeni azarlamak değil, görevine başlatmaktır.

Yüz binlerce öğretmen atama beklerken kontenjan daraltmak, mülakat adı altında elemek, adalet ve likayat ilkesini yok etmektir!

Bu tablo yalnızca işsizlik değil, bir kamu yönetimi krizidir! Ataması yapılmayan öğretmenler çocuklarının yüzüne bakamaz hale geldiklerini söylüyor, devletimizin bir yıllık eğitim planı nedir bilmiyoruz diyorlar.

Öğretmenlerimiz sadaka değil, anayasal hakları olan kadrolarını istiyor. Keyfi mülakat sistemine son verilmeli, şeffaf ve objektif atama süreçleri derhal hayata geçirilmelidir.

Eğitimi yok sayan bir devlet, geleceğini yok eder! Öğretmenini ezen bir iktidar, halkın vicdanında hükümsüzdür!"

Haber Merkezi