Pkk Kongresini Topladı, Şimdi Ne Olacak?
PKK'nın kongresinde "tarihi kararlar" alındığı duyuruldu, ancak kararların ne zaman açıklanacağı merak konusu. DEM Parti yetkilileri de zamanlama konusunda bilgi sahibi değilken, açıklamanın "bir-iki günü geçmeyeceği" tahmin ediliyor. Gözler, PKK'nın atacağı bir sonraki adımda.
Ayşe Sayın
PKK'nın 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini topladığını duyurmasının ardından, tüm dikkatler atılacak bir sonraki adıma çevrildi. Yapılan açıklamada, Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda "tarihi öneme sahip kararlar" alındığı ve bu kararların "çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı" belirtildi. Ancak, bu "çok yakın zaman" ifadesinin tam olarak neyi ifade ettiği büyük bir merak konusu.
DEM Parti yetkilileri, zamanlamaya dair kendilerinin de kesin bir bilgisinin olmadığını ifade ederken, bu sürenin "bir-iki günü geçmeyeceği" yönünde bir tahminde bulunuyorlar. DEM Parti cephesinde, örgütün kongresini tamamlamış olması, "en kritik eşiğin aşılması" olarak değerlendiriliyor. Partideki genel beklenti, PKK'nın Öcalan'ın çağrısına uyarak fesih kararını resmen duyurması yönünde. Partililer, sürecin hassasiyeti nedeniyle herhangi bir "ön şart" izlenimi verecek açıklamalardan özenle kaçındıklarını ve süreci son derece dikkatli bir şekilde yöneteceklerini vurguluyorlar.
PKK kongresinin toplanması öncesinde en çok tartışılan konulardan biri, Öcalan'ın kongreye katılıp katılamayacağıydı. Örgüt, daha önceki açıklamalarında, Öcalan'ın kongreyi yönetmesine imkan tanınmasını talep etmişti. DEM Parti İmralı heyetinde yer alan Van Milletvekili Pervin Buldan, Öcalan'ın kongreye katılımına ilişkin olarak "Muhtemelen teknik bir iletişim sağlanmıştır" şeklinde bir açıklamada bulundu. DEM Parti kaynakları da bu konuda net bilgilerinin olmadığını, ancak telefon veya video-konferans yoluyla teknik bir iletişimin kurulmuş olabileceğini belirtiyorlar.
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, PKK'ya yakın bir medya kuruluşuna yaptığı açıklamada, Öcalan'ın kongreye telekonferans aracılığıyla katıldığını ve kongrede ayrıca Öcalan'ın bir videosunun da izletildiğini ifade etti.
PKK'nın aldığı kararların önümüzdeki günlerde açıklanması beklenirken, silahların nereye bırakılacağı, örgüt yöneticilerinin ve üyelerinin geleceği gibi kritik sorular hala yanıt bekliyor. AKP kaynakları, bu konudaki "teknik" çalışmaların devlet birimleri tarafından titizlikle yürütüldüğünü belirtiyorlar. Genel beklenti, örgüt yönetim kadrosunun üçüncü ülkelere gitmesi yönünde.
PKK'nın silahlı kanadının büyük ölçüde Irak'ta bulunduğu ve bu kişilerin Türkiye'ye dönmelerinin beklenmediği de gelen bilgiler arasında. Silah bırakma ve faal örgüt üyelerinin durumuna ilişkin çalışmaların, devlet birimlerinin koordinasyonu altında yürütüleceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya gezisi dönüşünde yaptığı açıklamada, "Bu işi, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız yürütüyor ve İbrahim Kalın Bey bu konuda çalışmalara öncülük yapıyor" ifadelerini kullanmıştı.
Örgüt üyelerinin durumu ve silahların nasıl, nereye bırakılacağına ilişkin sürecin en geç haziran ayı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.
SÜREÇTE DEM PARTİ'NİN ROLÜ VE BEKLENTİLER
DEM Parti, PKK'nın kongresini tamamlamasının hemen ardından yaptığı açıklamada, Meclis zemininde yapılacak düzenlemelere işaret etti. Pervin Buldan da PKK'nın kongresini yapmasıyla "zor olanın gerçekleştiğini" vurgulayarak, "Şimdi sıra elbette demokratikleşme adımlarında. Türkiye'ye barışın geleceğine yürekten inanıyoruz" şeklinde konuştu. DEM Parti, 24 Nisan'da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la yaptığı görüşmede, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve demokratikleşme konusunda yasama ve yürütmenin atması gereken adımlara ilişkin görüşlerini aktarmıştı. DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, 12 Mayıs Pazartesi günü toplanarak hem yasama, hem de yürütmenin atacağı adımlara ilişkin önerilerini ve sürece ilişkin yol haritasını görüşerek kamuoyu ile paylaşacak.
DEM Parti'nin kamuoyuna da yansıyan bazı temel önerileri şu şekilde sıralanıyor:
- PKK lideri Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ve iletişim olanaklarının genişletilmesi. DEM Parti, Öcalan'ın cezaevi koşullarını "sağlık-güvenlik-özgürlük" başlıkları altında değerlendiriyor ve bu kapsamda, gazeteciler, akademisyenler ve siyasi parti temsilcileriyle görüşmesinin önünün açılması, cezaevinde havalandırmaya çıkarılması ve telefon hakkı sağlanması gibi taleplerde bulunuyor.
- İktidarın "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı süreci yasal güvenceye alacak adımların atılması. Bu çerçevede, Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik yapılması ve bunun ilk adımı olarak da 10. Yargı Paketi'nde yer alması beklenen şartlı salıverilme düzenlemesinden örgütlü suçlardan hüküm giyenlerin de yararlandırılması hedefleniyor.
- İnfaz Yasası'nın değiştirilerek terör örgütü üyelerine de diğer suçlarla eşit infaz oranının uygulanması. Anayasa Mahkemesi'nin iki kez iptal ettiği Türk Ceza Yasası'nda "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" fiilinin suç olmaktan çıkarılması.
- Hasta tutukluların tahliyesini kolaylaştırmak amacıyla yasal düzenlemeler yapılması.
- İlerleyen süreçte, Öcalan'ın "fiziki özgürlüğü"nü sağlayacak adımların atılması. Bu kapsamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 2014'te verdiği ve 25 yılını cezaevinde doldurmuş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekenlere şartlı tahliye yolunun açılmasını içeren "umut hakkı"nın tanınması.
- Kayyum uygulamasına son verilmesi. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere siyasi tutuklularla ilgili AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması.
İKTİDAR KANADININ BAKIŞ AÇISI
AKP ve MHP kurmayları, yasal düzenlemeler için fesih kararının ilan edilmesini yeterli bir adım olarak görmüyorlar. İktidar kanadında hakim olan görüş, kapsamlı demokratikleşme adımları için örgütün fesih sonrasındaki tutumunun dikkatle izlenmesi gerektiği yönünde. Ayrıca, yasama ve yürütmenin atacağı adımlar konusunda kamuoyunun göstereceği tepkinin de dikkate alınacağı belirtiliyor. Türkiye'nin tehdit olarak gördüğü tek örgütün PKK olmadığı, farklı örgütlerin de ülke için risk oluşturduğu, bu nedenle "güvenlik" konseptinin tümüyle terk edilmesinin söz konusu olmayacağı da vurgulanıyor.
Bu sürecin bir "al-ver" süreci olmadığı, örgütün feshedilmesi ile Türkiye'de oluşacak yeni iklime göre adımlar atılabileceği ifade ediliyor. Ancak, DEM Partililer'in de dile getirdiği 10. Yargı Paketi'nde hasta tutuklular ve infazla ilgili düzenlemelerin yer alması bekleniyor. İnfaz Paketi'nin içeriğinin, yeni sürece göre şekilleneceği ve bu nedenle meclis gündemine gelmesinin haziran ayını bulabileceği tahmin ediliyor. Tüm suç tiplerine "eşit infaz" oranı uygulanmasına ilişkin düzenlemelerin de yine fesih kararının ardından oluşacak atmosfere göre gündeme getirilmesi planlanıyor.
İktidar partisi, belediyelere kayyum atanmasına ilişkin yasa konusunda ise şimdilik bir adım atmayı düşünmüyor. Ancak, PKK'nın fesih kararı sonrasında, kayyum atamalarının durdurulabileceği ve yerlerine kayyum atanan bazı belediye başkanlarının, başka suçları yoksa görevlerine iade edilebileceği de konuşulan ihtimaller arasında.
Haber Merkezi