Davutoğlu: Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Siyasal Yozlaşmayı Kaçınılmaz Kıldı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirerek, sistemin denetimi ortadan kaldırdığını ve siyasal yozlaşmayı kaçınılmaz kıldığını savundu. Davutoğlu, Yeniden Refah Partisi (YRP) ile ilişkiler, ekonomik zorluklar, siyasi transferler ve Irak ziyareti konularında da önemli açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu, 2017 referandumu ile hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, "otoriterliği kalıcı hale getiren yapısal bir tuzak" olarak nitelendirdi. Gücün tek elde toplandığını vurgulayan Davutoğlu, "Bu sistemde denetim mekanizmaları işlevsizleşti. Meclis etkisiz, yargı bağımlı, medya ise korku iklimi içinde. Ortaya çıkan tablo, halk iradesinin değil, merkezileşmiş bir otoritenin yansımasıdır" ifadelerini kullandı.

SİYASİ YOZLAŞMA VE YENİ YOL GRUBU

Davutoğlu, "Güç yozlaştırır; mutlak güç, mutlak yozlaştırır. Mevcut sistem, bu yozlaşmayı kaçınılmaz hale getirmiştir" diyerek sistemin yarattığı olumsuz etkileri vurguladı.

Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi milletvekillerinden oluşan Yeni Yol Grubu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "23 milletvekilimiz olmasına rağmen Meclis Başkanlığı seçiminde 31 oy aldık. Bu durum, etkimizin bir göstergesidir. Seçim ittifakı için henüz erken, ancak nihai hedefimiz bu yapıyı siyasi bir alternatife dönüştürmektir" şeklinde konuştu.

Yeniden Refah Partisi ile olan ilişkilere de değinen Davutoğlu, "Sayın Fatih Erbakan ve parti yetkilileri ile devam eden çok güzel ilişkilerimiz var. Bunu ayrı ayrı akan nehir kolları gibi değerlendirmek mümkün. Elbette bu nehir kollarının ülkemiz ve gelecek nesiller için ortak bir yatakta birleşmesini arzu ederiz. Dolayısıyla siyasi anlayışımız, gönlümüzün ve kapımızın herkese açık olması yönündedir" dedi.

SİYASİ TRANSFERLER VE EKONOMİK ZORLUKLAR

"Partinizden istifa edenler ve iktidar partisine katılımlar için ne diyorsunuz?" sorusuna Davutoğlu şu yanıtı verdi: "Günümüz siyasetindeki en büyük sorun, siyaset kurumuna duyulan güvenin sarsılmış olmasıdır. Bu tür şaibeli siyasi transferler, bu güven unsurunu daha da fazla tahrip etmektedir. Ahlaki ilkelerden uzaklaşarak güç ve çıkar ilişkilerine indirgenmiş bir siyasetin ülkemizi getirdiği büyük çöküş ortadadır. Buna rağmen, küçük çıkar ve makamlar için siyasi duruşunu terk edenlere söyleyecek tek sözüm var: Aynaya bakın ve gelecek nesillerinize utanç duyacakları bir miras bırakmayın!"

Bayram döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılara da dikkat çeken Davutoğlu, "Orta sınıf dahi bayramların en sembolik kutlamalarını yapmaktan aciz durumda. Kurbanlık alınamıyor, sıla-i rahim yapılamıyor. Vatandaş çarşı-pazarda düzenli alışveriş yapma imkânı dahi bulamıyor" ifadelerini kullandı.

Kurban Bayramı sabahlarına dair özlemini dile getiren Davutoğlu, "Babam her bayram sabahı ‘Hangi camiye gidelim oğlum?’ diye sorardı. Namaz sonrası ailece babaannemin elini öperdik. O da bana, ‘Kuzum bal Ahmadım, oğlunla ordu, kızınla oba olasın’ diye dua ederdi. O duaların içimdeki gücü hâlâ yaşıyorum" dedi.

Geçtiğimiz ay Irak'a gerçekleştirdiği ziyareti de değerlendiren Davutoğlu, "Türkiye'nin güvenliği, ülkemizin sınırlarının ötesinde başlar. Tüm diplomatik adımlarda bu gerçeği göz önünde bulundurmalıyız" dedi. Ziyaretin ana amacının Süleymaniye'deki Delphi Forumu olduğunu, ancak çok sayıda farklı kesimden davet aldıklarını belirtti.

Davutoğlu, ziyaret sonrasında hazırlanan değerlendirmeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'ye ilettiklerini de sözlerine ekledi.

Haber Merkezi