Staj ve Çıraklık Sigortası Mağduriyeti Anayasa ile Çözülüyor
Yüz binlerce stajyer ve çırak, ellerinde sigorta sicil numarası olmasına rağmen emeklilik haklarından mahrum bırakılıyor. Bu mağduriyetin giderilmesi için çözüm önerisi Anayasa’ya dayandırılıyor. Adalet arayanların gözü şimdi TBMM’de.
Türkiye’de yıllardır çözüm bekleyen bir sosyal güvenlik adaletsizliği, yeniden gündemin üst sıralarına taşındı. Meslek liselerinde staj yapmış ya da küçük yaşta çırak olarak işe başlamış yüz binlerce vatandaş, ellerinde sigorta sicil numarası olmasına rağmen emeklilik sisteminin dışında bırakılıyor. Bu kişiler, çalışma hayatına erken yaşta adım atmış olmalarına karşın, sigorta başlangıçları emeklilik hesabına dahil edilmediği için yıllar süren mağduriyet yaşıyor. Şimdi ise bu kronik sorun, Anayasa’nın eşitlik ve sosyal devlet ilkeleri ışığında yeniden değerlendirilmeye başlandı.
Uzun süredir kamuoyunda “çırak ve stajyer mağduriyeti” olarak bilinen bu problem, sadece teknik bir eksiklik değil, aynı zamanda sosyal adaletle doğrudan ilişkili bir hukuk sorunu olarak öne çıkıyor. Aynı iş yerinde, aynı işi yapan iki kişiden biri sadece “çırak” statüsüyle işe başladığı için emeklilik hesabına daha geç dahil edilmekte; bu da yıllar süren emeklilik gecikmelerine neden olmaktadır. Bu durum hem çalışma hayatındaki eşitlik ilkesine zarar vermekte hem de sosyal güvenlik sistemine olan güveni sarsmaktadır.
Sigorta Kayıtları Var, Ancak Emeklilikten Sayılmıyor
Çalışma hayatına stajyer ya da çırak olarak başlayan gençlere, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sigorta sicil numarası veriliyor. Bu kapsamda iş kazası ve meslek hastalığı primi ödeniyor, birey SGK sistemine kayıtlanıyor. Ancak tüm bu işlemler, ileride emekli olma hakkını başlatan süre olarak kabul edilmiyor. SGK sisteminde görünen ilk sigorta girişi, emeklilik açısından geçersiz sayılıyor.
Bu nedenle on binlerce kişi, yıllar önce devletin verdiği kayıt numarasıyla sisteme girmiş olsa dahi, bu sürecin hiçbir fiili karşılığını göremiyor. Yani sigorta var ama hak yok. Bu, sistemi anlayanlar için ciddi bir çelişki yaratırken, kamuoyunda da büyük bir hak kaybı algısına yol açıyor.
Hukuki Açıdan Çözüm Mümkün ve Gecikmemeli
Sorunun çözümü aslında teknik olarak son derece basit. Mevcut sigorta sicil numarasının, emeklilikte başlangıç olarak kabul edilmesi yeterli olacaktır. Çünkü bu kişilere verilmiş bir kayıt zaten vardır. Tek yapılması gereken, bu kaydın emeklilik başlangıcı olarak tanınmasını sağlayacak bir yasal düzenlemenin hayata geçirilmesidir.
Uzmanlar, bu durumun yalnızca idari bir hata değil, aynı zamanda Anayasa'nın eşitlik ilkesi açısından da ciddi bir ihlal oluşturduğunu belirtiyor. Aynı yaşta işe başlayan iki bireyden biri emekli olurken, diğerinin yalnızca birkaç ay erken çırak ya da stajyer olarak çalıştığı için emekliliğinin gecikmesi sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.
Siyaset Her Dönem Söz Veriyor, Ama Sonuç Yok
Staj ve çıraklık sigortası mağdurları, her seçim öncesinde siyasi partilerin vaatleri arasında kendilerine yer bulsalar da, bugüne dek kalıcı bir çözüm getirilemedi. Özellikle son yıllarda artan kamuoyu baskısı ve sosyal medyada örgütlenen mağdurlar, yasal düzenlemenin artık ertelenmeden hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Beklenti, artık sadece sözlerin değil, net adımların atılması yönünde.
Yapılacak bir yasa değişikliği ile geriye dönük sigorta başlangıcı sayılmasının mümkün olduğunu belirten uzmanlar, bu düzenlemenin SGK üzerinde büyük bir yük oluşturmayacağını ve aksine sistemin güvenilirliğini artıracağını ifade ediyor.
Sosyal Devletin Testi: Emek Başlangıcı Sayılmalı
Bu mağduriyet sadece bireylerin değil, sosyal devlet anlayışının da sınandığı bir mesele haline gelmiş durumda. Türkiye’nin genç nüfusu çalışma hayatına erkenden katılırken, bu sürecin hakkaniyetle değerlendirilmemesi ciddi bir sosyal kırgınlık yaratıyor. Anayasa’nın sosyal devlet ilkesi gereği, geçmişte alınmış hakların tanınması ve stajyerlik ya da çıraklık dönemlerinin de emeklilik hesabına dahil edilmesi gerekiyor.
Artık kamuoyu bu konuda laf değil, düzenleme bekliyor. Staj ve çıraklık mağduriyetinin çözülmesi, sadece bir haksızlığın giderilmesi değil; devletin kendi vatandaşına verdiği sözleri tutması anlamına gelecek.