Emre Belözoğlu: İtalyan Basınına Fenerbahçe Açıklaması
Eski Inter'li Emre Belözoğlu, Şampiyonlar Ligi finali öncesi İtalyan basınına konuştu. Galatasaray ve Fenerbahçe kariyerine değinen Belözoğlu, kendini her zaman Fenerbahçeli hissettiğini vurguladı ve finalde Inter'i desteklediğini açıkladı. Belözoğlu, Hakan Çalhanoğlu ve Türk futbolu hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Eski Inter oyuncusu ve teknik direktör Emre Belözoğlu, Şampiyonlar Ligi finali öncesinde İtalyan basınına özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray ve Fenerbahçe'deki kariyerine dair çarpıcı yorumlar yapan Belözoğlu, gönlünün her zaman Fenerbahçe'den yana olduğunu vurguladı. Finalde Inter'i destekleyeceğini de sözlerine ekledi.
Emre Belözoğlu, Inter ile Manchester City arasındaki Şampiyonlar Ligi finali öncesinde La Gazzetta Dello Sport'a geniş bir röportaj verdi. Inter'deki günlerinden Hakan Çalhanoğlu'na, Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinden Türk futbolunun genel algısına kadar birçok konuya değindi.
FİNALDE INTER'E DESTEK
Finalde Inter'i destekleyeceğini açıkça belirten Emre Belözoğlu, "Inter benim ikinci evim gibi. Simone Inzaghi yönetiminde takım sürekli gelişti ve her geçen gün daha iyiye gitti. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde istedikleri sonucu alamadılar ancak bu sezon tüm kulvarlarda harika işler başardılar. Bu kez kazanacaklarına inanıyorum ve bir taraftar olarak bunu umut ediyorum. Ben de o akşam Münih'te olacağım ve maçı bir Türk televizyonu için yorumlayacağım" şeklinde konuştu.
Çalıştırmak istediği takımlara da değinen 44 yaşındaki teknik adam, "Futbolcuyken belirli bir takımda oynamak gibi bir hayalim yoktu. Ancak şimdi, öncelikle Türkiye'de Fenerbahçe olmak üzere, Avrupa'da da Inter, Newcastle ve Atletico Madrid gibi daha önce formasını giydiğim takımları çalıştırmak en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri" ifadelerini kullandı.
HAKAN ÇALHANOĞLU'NA ÖVGÜ
Hakan Çalhanoğlu'nun Türk futbolu için taşıdığı öneme vurgu yapan Belözoğlu, "Hakan, Almanya'da doğmuş olsa da, son yüzyılda birçok Türk ailesi oraya çalışmak için göç etti. Almanya'da onun gibi milyonlarca Türk kökenli insan var ve hepsi ülkemizi ve milli takımımızı yürekten destekliyor. Hakan sahada olduğunda, insanlar onun bizden biri olduğunu hissediyor. Hem yetişkinlerin hem de çocukların idolü haline geldi. Kendisini yakından tanıyorum ve Serie A'nın en iyi oyuncularından, Avrupa'nın en iyi orta sahalarından biri olduğunu düşünüyorum. Yıllardır mükemmel bir performans sergiliyor; Türklerin inatçı yapısını, Avrupa futbolunun üst düzey mücadele azmiyle birleştiriyor" dedi.
Hakan ile ilk kez milli takımda karşılaştığını belirten Belözoğlu, "Evet, milli takıma geldiğinde ben kaptandım. Çok genç olmasına rağmen yeteneği hemen fark ediliyordu. Onda özel bir şeyler vardı. Büyük karakterli bir oyuncu gibi risk almaktan çekinmiyordu" şeklinde konuştu.
Hakan'ın regista pozisyonunda oyuna kattığı kaliteyi öven Belözoğlu, "O sahada adeta bir teknik direktör gibi... Oyunu mükemmel okuyor ve antrenörün adeta sağ kolu gibi. Inzaghi ile birlikte üçlü savunmanın önünde oynadığı pozisyon ona çok yakışıyor. Diğer oyunculara saygım sonsuz ama Hakan regista pozisyonunda olduğunda Inter daha özel bir takım haline geliyor. Takımın ritmini belirliyor ve oyuna kalite katıyor. Bence son 20 yılın en iyi Inter oyuncularından biri" ifadelerini kullandı.
Kariyerindeki dönüm noktasının yaşadığı sakatlıklar olduğunu ifade eden Belözoğlu, "O yaşlarda kendimi çok güçlü hissediyordum ve sahada her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğimi düşünüyordum. Hatta biraz da ukalaydım çünkü fena bir oyuncu değildim... Ancak daha sonra sakatlıklar baş gösterdi. Sahalardan uzak kalınca duygusal tepkilerimi doğru yönetemedim ve sadece sahaya dönmeye odaklandım, zorluklarla yüzleşmekten kaçındım. Yeterince olgun değildim. İlerleyen yıllarda evlendim, hayatımı tamamen futbola adadım, profesyonel bir yaşam sürdüm ve 40 yaşına kadar futbol oynadım. Eğer Inter'deki yıllarda şimdiki aklım olsaydı, o hikayeyi farklı bir sonla yazardım. Gençken daha çok hata yapıyorsunuz ama o yıllar harikaydı ve Inter her zaman kalbimde olacak" sözlerini kullandı.
Inter'e transfer sürecini anlatan Belözoğlu, "20 yaşındaydım. Moratti, Galatasaray ile sözleşmemin bitmesine birkaç ay kala İstanbul'a geldi ve beni transfer etmek istediğini söyledi. Yanında Facchetti de vardı. Sonrasında ilk kez Milano'ya gittim, benim için inanılmaz bir duyguydu. İmza günü basın odasındaki gazeteci kalabalığı karşısında şok olmuştum" dedi.
Çalıştığı teknik direktörleri de değerlendiren Belözoğlu, "Cuper tam bir savaşçıydı ve beni birçok farklı pozisyonda oynattı. Genç olmama rağmen bana çok fazla süre verdi. Mancini ile çok iyi bir iletişimim vardı ve onu çok seviyordum. Zaccheroni ile de aram iyiydi. Üçüyle de herhangi bir sorun yaşamadım. Ancak birini seçecek olsam, tercihim Mancini olurdu" şeklinde konuştu.
Pele'nin kendisini yaşayan en iyi 125 futbolcu listesine almasıyla ilgili olarak Belözoğlu, "Açıkçası, 2003'teki en iyi sezonumdan ve Japonya-Kore Dünya Kupası'ndaki üçüncülüğümüzden sonra böyle bir ödül bekliyordum. Dolayısıyla adımı Pele'nin listesinde görmek beni çok şaşırtmadı ama elbette büyük bir mutluluktu. Daha sonra hayat bazen şanssız olabiliyor ve tüm o sakatlıklar geldi... Ama bunu hak ettiğimi düşünüyorum" diye konuştu.
2002 yılında Lazio karşısında kaybedilen şampiyonlukla ilgili duygularını paylaşan Belözoğlu, "Ah Lazio... Tam bir şoktu. Beklemiyorduk çünkü çok güçlü, motive ve odaklanmış bir takımdık. Soyunma odasında herkes çok ciddiydi. Maç sonunda ise gözyaşları vardı, sadece birbirimizi teselli edebildik. Benim ve takım arkadaşlarım için en hüzünlü gündü. Güçlü bir takım kurabilirsiniz ama bazen kaderi kontrol edemezsiniz. Devre arasında kimsenin kazanmış gibi hissettiği doğru değil, herkes çok konsantreydi, çok iyi hatırlıyorum" ifadelerini kullandı.
2002 Dünya Kupası'ndaki başarıyı anlatan Belözoğlu, "Muhtemelen gelmiş geçmiş en güçlü Türkiye Milli Takımı'ydı. Büyük oyuncular, önemli karakterler, liderler ve genç yeteneklerle doluydu. Brezilya dışında tüm maçları kazandık ve onlarla da başa baş mücadele ettik. Kariyerimin en güzel anlarından biriydi. Türkiye'ye döndüğümüzde iki milyon insan sokaklardaydı" dedi.
Galatasaray ve Fenerbahçe kariyerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulunan Belözoğlu, "Açıkçası kararım saygıyla karşılandı. Hem İtalyanlar hem de Türkler bu konuda benzer düşüncelere sahip olsa da daha modern bir bakış açısı vardı. Fenerbahçe'ye gitmeden önce insanlar beni seviyordu. Galatasaray'da uzun süre ilk 11'deydim ve milli takım kaptanlığı yapmıştım. Fenerbahçe'ye geçtikten sonra sokakta kimse bana hakaret etmedi ama... ilk kez insanların beni artık eskisi kadar sevmediğini hissettim. Bunu yönetmeyi öğrendim."
"Biri beni milli takıma ve Avrupa'ya taşıyan kulüptü, diğeri ise kaptanlığını yaptığım ve 40 yaşıma kadar futbol oynadığım takım. Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim" ifadelerini kullandı.
"Wenger'li Arsenal'i yenmek kolay değil"
Galatasaray ile kazanılan UEFA Kupası ve Süper Kupa başarılarına değinen Belözoğlu, "İnanılmaz bir mücadele verdik. Bireysel yetenekler de vardı ama asıl gücümüz takım olmaktan geliyordu. Bu yüzden çoğu maçı hak ederek kazandık. Figo, Roberto Carlos ve Raul'lu Real Madrid'i ya da Henry, Vieira ve Wenger'li Arsenal'i yenmek hiç kolay değildi" dedi.
Zaferin büyüklüğünü yıllar geçtikçe anladığını söyleyen Belözoğlu, "Aslında o an farkına varamıyorsunuz. Yıllar geçtikçe yaptığınız şeyin ne kadar büyük olduğunu anlıyorsunuz" diye konuştu.
İstanbul'daki kutlamaları anlatan Belözoğlu, "İnanılmazdı. UEFA Kupası finalinden dönerken şehir taraftarlarla doluydu, çoğu ağlıyordu, otobüs adeta kuşatma altındaydı. Benzer sahneler sadece Süper Kupa ve Dünya Kupası sonrası yaşandı" ifadelerini kullandı.>
Haber Merkezi