Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aldığımız Her Kararı Tamamen Türkiye Eksenli Olarak Belirliyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın 97. Kuruluş Yıl Dönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin global siyasetteki rolünü ve eksen değişikliği iddialarını değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye'nin 'Türkiye ekseninde' sabit kaldığını ve küresel siyasette etkin bir oyuncu olarak konumunu güçlendirdiğini vurguladı.

Yayınlanma:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aldığımız Her Kararı Tamamen Türkiye Eksenli Olarak Belirliyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 97’nci Kuruluş Yıl Dönümü için düzenlenen etkinlikte önemli bir konuşma yaptı. Etkinlik, MİT'in kuruluşunun 97. yılını kutlamak için düzenlendi ve Türkiye'nin istihbarat teşkilatının tarihindeki önemli anları anmak için bir fırsat olarak görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu özel etkinlikte Türkiye'nin küresel siyasetteki rolü ve konumu hakkında değerli görüşlerini paylaştı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Dünyanın dört bir ucunda Türkiye için görev yapan teşkilatımızın güzide mensuplarına teşekkür ediyorum.

Bir hususu samimiyetle ifade etmek isterim, milletimizin taktiriyle, 2002’den beri Türkiye’nin hizmetindeyiz, artık 21 yılı deviren görevlerimiz esnasında sizlerle hep yakın mesai içinde olduk. Son 21 yılda gerçekten kritik günler yaşadık, nice badireleri aştık.

Tüm bu süreçlerde MİT mensuplarımızın sadece gayretlerine, cesaretlerine değil, aynı zamanda yüksek vazife şuurlarına, analiz kabiliyetlerine de bizzat şahitlik ettim.

Devleti için hiç düşünmeden canını verecek kardeşlerimizle birlikte omuz omuza çalıştık. MİT’in gizli kahramanlarının nasıl büyük bir özveriyle çalıştıklarını çok iyi biliyorum.

Birilerinin iddialarının aksine, ülkemizde bir eksen kayması yaşanmamış; bilakis uzun arayışlardan sonra ülkemiz asıl eksenini bulmuştur. Bu eksenin adı da Türkiye eksenidir. Eskiden olduğu gibi başkaları ne der kaygısıyla hareket etmiyoruz. Aldığımız her kararı tamamen Türkiye eksenli olarak belirliyoruz.

Milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa, kimin ne dediğine bakmadan onu yapmanın peşindeyiz. Doğru adımlarla, milletimizin çıkarlarını cesaretle savunuyoruz.

Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyonlarımız bunun açık bir örneğidir. Irak’ın kuzeyinde devam eden harekatlarımız, bunun örneğidir. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte Karabağ’ın özgürlüğüne kavuşturulması, bunlardan biridir. Ege’den Karadeniz’e mavi vatanımızı koruma noktasında ortaya koyduğumuz güçlü irade bunlardan biridir.

Türkiye küresel satranç tahtasında oyun kurucu aktör.

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, dünyada taşlar yerinden oynadı. Bu yeni dönemde jeopolitik giderek daha fazla öne çıkmaya başladı. Bu süreçte güvenlik konseptlerinde de köklü değişiklikler yaşandığını görüyoruz. Daha 5-10 yıl öncesine kadar savunma harcamalarını yük gören devletler, bir silahlanma yarışına girdi.

Ülkeler arasında imzalanan işbirliği anlaşmalarının sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye bu riskleri çok erken fark eden, savunma kapasitesine erken yatırım yapmaya başlayan ülkelerden biridir.

Geçmişte bizi eleştirenlerin tamamı, şimdi ülkemizi taktir ediyor. Savunma sanayii hamlelerimiz, tüm dünyada hayranlıkla takip ediliyor. 2023 yılında, 5,5 milyar dolar savunma ihracatı yaparak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.

Savunma sanayimizin ürün yelpazesi genişledikçe, MİT Başkanlığımızın da kabiliyeti güçlenmektedir. Bunun sonuçlarını özellikle terör örgütlerine karşı mücadelemizde görebiliyoruz. MİT, yaygın kaynak ağı ve ileri teknolojiye sahip imkanlarıyla teröristlere nefes aldırmıyor. Suriye ve Irak’taki nokta operasyonlarımızla PKK’nın sözde lider kadrosunu inlerinden çıkamaz hale getirdik.

MİT tamamen lider kadroyu yok etmek için uğraşıyor. Ayak takımıyla ne işimiz var. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdüreceğiz. İnlerine girmeye devam edeceğiz. Çok sayıda terörist ülkemiz için artık bir tehdit olmaktan çıkarıldı. Her gün etkisiz hale getirilen bir caninin, bir alçağın haberini alıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti belki yarına bırakır ama ihaneti kimsenin yanına bırakmaz. DEAŞ'ından FETÖ'süne kadar milletimizi hedef alan yapıya hayat hakkı tanımayacağız. Devletimizin nefesi sürekli teröristlerin ensesinde olacak.

Gezi olaylarından 6-8 Ekim hadisesine bekamızı hedef alan nice saldırıyı beraberce savuşturduk. Bundan sonra da mezhep, köken ve inanç üzerinden yürütülmek istenen operasyonlara asla müsamaha göstermeyeceğiz.

Milli İstihbarat Teşkilatımız göğsümüzü kabartan operasyonlarıyla kazın ayağının öyle olmadığını tüm dünyaya gösteriyor. İsrail'in ülkemizdeki casusluk şebekesini ortaya çıkaran teşkilatımız bizi tehdit edenlere cevabımızı çok net vermiştir. Tabii bu İsrail'i ciddi manada şaşırtmıştır. "Nasıl oldu da bunları toparladınız, bunları aldınız, yakaladınız" vs. gibi. Daha dur bakalım. Bu, bu işin ilk adımı. Türkiye'yi tanıyacaksınız. Hala tanımadınız ama tanımaya mahkumsunuz.

Bu süreçte çağımızın nifak ve nefret yuvası haline dönüşen sosyal medya mecraları karşısında çok müteyakkıs olmamız gerekiyor.

Bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte kamu görevlilerimiz arasında yabancı mesajlaşma uygulamalarının kullanımı da arttı. Söz konusu uygulamalardan resmi kurumlarımıza ait birçok bilgi, belge, not ve doküman da maalesef paylaşılıyor. Bu durumun bilgi güvenliği açısından ciddi bir zafiyet oluşturduğu açıktır. Avrupa ülkelerinin son dönemlerde bu uygulamaların kullanımı noktasında belli seviye ve görevlerdeki kamu personeline yönelik çeşitli kısıtlamaları hayata geçirdiğini görmekteyiz. Bu konuda da devletimizin artık harekete geçmesi gerektiği inancındayım.

Yabancı aplikasyonlar yerine kendi şirketlerimiz tarafından geliştirilen Türkiye menşeili uygulamaların kullanılmasının teşviki bu süreçte bir alternatif olarak değerlendirilebilir.