RTÜK'ün 'Kızıl Goncalar' Kararı: Tarikat Eleştirisi Mi, Milli Değerler Mi?

Tarikat eleştirisini milli ve manevi değerlerle çatışma olarak yorumlayan RTÜK kararı, tartışmalara neden oldu. Tarihçi Sinan Meydan, kurumun yasadışı tarikat eleştirilerini suç saymasını sert bir şekilde eleştirdi.

Yayınlanma:
RTÜK'ün 'Kızıl Goncalar' Kararı: Tarikat Eleştirisi Mi, Milli Değerler Mi?

2023 yılında Türkiye televizyon dünyası, "Kızıl Goncalar" adlı dizi etrafında yaşanan tartışmalarla çalkalandı. Dizinin, tarikat ve cemaatlerin ülkedeki etkisini konu alması ve seküler bir karakter olan Levent ile tarikat içinde yaşayan Meryem'in hikayesini anlatması, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından dikkate alındı. RTÜK, diziye "toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık" gerekçesiyle ciddi yaptırımlar uyguladı: Yüzde 3 idari para ve iki kez program durdurma cezası verildi.

Yasal Süreçler ve RTÜK Üyelerinin Açıklamaları

Dizinin yapımcısı Faruk Turgut, bu karara karşı yasal sürecin devam ettiğini ve itiraz haklarının olduğunu belirtti. Yazar Sinan Meydan ise, bu cezalandırmanın anayasa ve Cumhuriyetin temel ilkelerine aykırı olduğunu savundu. Meydan, 1925'te çıkarılan ve tarikat ile cemaatleri yasaklayan 677 sayılı kanuna ve bu kanunun anayasal koruma altında olmasına işaret etti, RTÜK'ün bu ceza ile aslında anayasal suç işlediğini iddia etti.

RTÜK üyesi İlhan Taşcı, RTÜK'ün tarikat ve cemaatlerin baskısına boyun eğdiğini ve şiddeti göz ardı ettiğini eleştirdi. Taşcı, dizi içeriğinin gerçek hayattaki kötülükleri yansıttığını ve bu yüzden önemli olduğunu vurguladı.

Dizideki "börek sahnesi" de tartışmalara neden oldu. Meryem karakterinin, börek atölyesinde has tereyağı yerine farklı bir yağ kullanılmasına itiraz etmesi ve bu yüzden işten kovulması, RTÜK üyesi Tuncay Keser tarafından cezanın gerekçelerinden biri olarak gösterildi.

"Kızıl Goncalar" dizisi, tarikat ve cemaatlerin etkisini ele alması ve toplumsal değerlere yönelik yaklaşımı nedeniyle RTÜK'ten ceza aldı. Bu karar, yasal süreçler ve toplumsal tartışmaları beraberinde getirdi. Dizi, sanatın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını sorgulayan bir vakaya dönüştü.