Pkk Kongresi Toplandı, Diyarbakır Süreçten Ne Bekliyor?

Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde, Gazi Caddesi'nin kalabalığı ve sıcak havası eşliğinde Ulu Camii, Hasan Paşa Hanı gibi yapılar arasında dolaşıyoruz. 2015'te öldürülen Tahir Elçi'nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare'ye yakınlığımız, barış özlemini hatırlatıyor. 10 yıl sonra dileği gerçekleşmek üzere.

Yayınlanma:
Pkk Kongresi Toplandı, Diyarbakır Süreçten Ne Bekliyor?

Berza Şimşek, Diyarbakır

Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde dolaşırken, sıcak hava ve hareketli Gazi Caddesi dikkat çekiyor. Ulu Camii, Hasan Paşa Hanı ve Meryem Ana Kilisesi gibi önemli yapılarla çevrili bu cadde, aynı zamanda 2015'te Tahir Elçi'nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare'ye de yakın.

10 yıl sonra Elçi'nin barış dileğinin gerçekleşme ihtimali belirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri ve PKK arasındaki uzun süren çatışmaların sona ermesi umudu var, ancak Diyarbakır'daki yerel halk ve kanaat önderleri için her şey yeni başlıyor.

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Vahap Coşkun, Diyarbakırlıların yeni barış sürecine başlangıçta şüpheyle yaklaştığını belirtiyor. "Sürecin Bahçeli tarafından başlatılması şaşırtıcıydı, çünkü 1990'lardan beri Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümüne en büyük muhalefet MHP'den gelmişti," diyor Coşkun. Ancak, zamanla bunun bir hazırlık olduğu anlaşıldıkça şüphelerin azaldığını ekliyor.

Gazeteci Vecdi Erbay, Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'taki mektubunu dinlemek için Dağkapı Meydanı'nda toplananların, PKK'nın Türkiye'den bir talepte bulunmadan kendini feshetmesi nedeniyle burukluk yaşadığını söylüyor. Buna rağmen, Nevruz kutlamalarındaki yoğun katılım bu burukluğun aşıldığını gösteriyor. "Öcalan'ın süreci ve PKK'yı fesih kararı yoluyla Kürt meselesinin çözümü önerisi, Diyarbakır halkı tarafından kabul gördü," diye ekliyor Erbay.

Ancak Sur'da konuştuğumuz birçok Diyarbakırlı, sürecin başarılı olmasını umut etse de, kuşkularını dile getiriyor. 51 yaşındaki Nihat Yiğit, "Barış sürecinin olumlu geçmesini isteriz ama inancım yok. Mutlaka baltalanıyor," diyor.

Röportaj vermek istemeyenlerin çoğu, ya yakınları PKK'ya katılmış ya da siyasi faaliyetleri nedeniyle cezaevinde olanlardan oluşuyor. Bazıları ise süreç başarısız olursa baskıların artacağından endişe ediyor.

Diyarbakır halkının temkinli yaklaşımının nedenlerinden biri, 2013-2015'teki barış sürecinin başarısızlıkla sonuçlanması ve ardından gelen çatışmalı dönem. Bu dönemde Kürt siyasi hareketine yönelik baskıların artması, Selahattin Demirtaş ve binlerce siyasetçinin tutuklanması, DEM Parti'nin bazı belediyelerine kayyum atanması hükümete olan güvensizliği artırmış.

Ancak herkes barış talebini dile getiriyor. Vahap Coşkun, "Türkiye'de Kürtler artık silahın bir çözüm aracı olduğunu düşünmüyor. Sorunların siyaset yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade ediyorlar," diyor. Kamuoyu yoklamaları da bu sonucu destekliyor. "Toplumun %68'i bu süreci destekliyor," diye ekliyor Coşkun.

Coşkun, çatışma ortamının kalkmasının toplumsal desteği daha da artıracağını düşünüyor. Silahların susmasıyla birlikte Kürtlerin demokratikleşme beklentilerini daha yüksek sesle dile getireceği öngörülüyor.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, "Artık Kürtlerin temel haklarını dile getirenlerin kriminalize edilemeyeceği bir dönemdeyiz. Bu ciddi bir avantaj," diyor. Bu durum, diğer partilerin de bu yönde siyaset izlemesini kolaylaştıracak.

Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç, Kürt meselesinin hukuksal zeminde daha özgürce tartışılabileceğini belirtiyor. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Coşkun ise, PKK'nın kendini feshetmesiyle demokratikleşme taleplerinin artık ertelenemeyeceğini söylüyor. "Asıl mücadele bundan sonra başlıyor," diye ekliyor.

Bu beklentiler yasal, anayasal, ekonomik ve kültürel alanlarda yoğunlaşıyor. Kürt siyasi gruplarının 2011'deki toplantısında somutlaşan talepler şunlar: meselenin silahtan arındırılması, kültürel hakların tanınması, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve daha eşitlikçi bir vatandaşlık anlayışı.

Güleç, Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı"ndan yararlandırılmasının önemli bir adım olacağını söylüyor. Ayrıca, cezaevlerindeki Kürt siyasetçi ve hasta mahkumlar ile ilgili düzenlemeler yapılması ve Terörle Mücadele Kanunu'nun değiştirilmesi yönünde beklentiler olduğunu aktarıyor. AİHM'nin Selahattin Demirtaş kararı da bu süreçle birlikte uygulanmalı.

Coşkun'a göre, PKK'ya katılmış çocuğu olan ailelerin en önemli beklentisi çocuklarının geri dönebilmesi imkanlarının yaratılması.

Güleç, Kürt meselesinin çözümünde "toplumsal uzlaşıya dayalı yeni bir anayasa yapılmasının elzem olduğunu" belirtiyor.

Sokakta konuştuğumuz Diyarbakırlıların başlıca beklentilerinden biri ana dilde eğitim. Ayrıca, anayasadaki vatandaşlık tanımının "hiçbir etnik atıf içermeden" düzenlenmesi isteniyor.

Nihat Yiğit, Kürtlerin her yerde dışlandığını savunuyor ve "Aslımızı inkar edemeyiz ama yaşadığımız ülke Türkiye. Onu da inkar etmiyoruz," diyor.

Sur esnafının en büyük şikayeti kentin ekonomik geri kalmışlığı ve genç işsizliği. Yeni barış süreciyle bölgeye yatırım gelmesi ve fabrikaların kurulması umuluyor.

EKONOMİK KALKINMA BEKLENTİLERİ

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyor. "Çatışmalar ve güvenlik politikaları nedeniyle bu mümkün olmamıştı," diyor. Olağanüstü hal, sıkı yönetim ve kayyumlarla yönetilmiş kentlerin normalleştirilmesi gerekiyor.

12.500 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen tur acentelerinin yabancı turist getirmekte zorlandığını belirtiyor. Suriye ve Irak'la ticaretin geliştirilmesine büyük önem atfediliyor. Örneğin, Nusaybin Gümrük Kapısı'nın kapalı olması güvenlik politikalarına örnek olarak gösteriliyor.

Kaya, sulama yatırımlarının yetersiz olduğunu ve bölge illerinin sosyo-ekonomik sıralamalarda en alt sıralarda yer aldığını söylüyor. Bölge illerine yatırım teşviklerinin yetersiz kalması, Kürt sermayedarların Batı'ya göç etmesine neden oluyor. Bölgeler arası kalkınmışlık farklılığının giderilmesi bekleniyor.

79 yaşındaki Mehmet Akboğa, "Türkler, Kürtler hepsi bizim evladımızdır," derken duygulanıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Hepsine analık babalık yapacaksın," diye sesleniyor.

Haber Merkezi