Osman Kavala’nın Eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra: Bunlar Fantastik Suçlamalar

Türkiye'de yargılanan iş insanı Osman Kavala'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, Kavala'nın tutukluluğu ve hakkındaki suçlamalar hakkında konuştu. Buğra, Kavala'nın politik bağlantıları olmamasına ve şiddete her zaman karşı çıkmış olmasına rağmen, darbe girişimini desteklemek, hükümeti devirmek gibi ağır suçlamalarla yargılandığını belirtti. Buğra, bu suçlamaların fantastik ve inanılmaz olduğunu ifade etti.

Yayınlanma:
Osman Kavala’nın Eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra: Bunlar Fantastik Suçlamalar

Osman Kavala, Türkiye'de geniş çaplı tartışmalara neden olan bir dava kapsamında uzun süredir tutuklu bulunmaktadır. Eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, Kavala'nın tutukluluğuna dair önemli açıklamalarda bulundu. Buğra, Kavala'nın hiçbir siyasi partiye üye olmamasına ve şiddete her zaman karşı durduğuna dikkat çekti. Kavala'nın kültür, sanat ve sivil toplum faaliyetleriyle tanınan bir figür olduğunu vurgulayan Buğra, bu faaliyetlerin hep diyalog ve uzlaşmayı teşvik ettiğini belirtti.

Kafkaesk Bir Durum

Buğra, Kavala'nın üzerine atılı suçlamaların, özellikle darbe girişimine destek vermek, cebir ve şiddetle hükümeti devirmek gibi iddiaların, tamamen fantastik ve inanılır olmadığını ifade etti. Bu suçlamaların, Kavala'nın kişiliği ve geçmişiyle bağdaşmadığını belirten Buğra, yaşanan sürecin 'kafkaesk' olarak nitelendirilebileceğini söyledi.

Gezi Davası’ndan tutuklu bulunan Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra ile avukatı Deniz Tolga Aytöre TELE1’de Merdan Yanardağ’ın sorularını yanıtladı.

Buğra’nın açıklamaları şöyle:

“İnanılır gibi bulmuyorum. 6 yıldır bunun içinde yaşıyoruz. Ama inanılmaz gelen bir tarafı var. Darbe girişimine destek vermek, cebir ve şiddetle hükümeti devirmek, organize ve finanse etmek. Bunlar fantastik suçlamalar. Bunlarla birlikte eşimin kim olduğunu düşünüyorum. Bütün hayatı boyunca şiddete karşı çıkmış bir insan. Sanat kültür faaliyetleri içinde olmuş biri. Bunlar da çatışmaların ortadan kalmasına yönelik. Ve bu insan darbe girişimi gibi suçlamalarla tutuklanıyor. Sürecin anlaşılmazlığı kendi içinde yıpratıcı. 20 duruşmaya ümitlenmeden gittim çünkü umutlanıp gidince daha yıkıcı oluyor. Duruşmalar boyunca eşimin neyle suçlandığını anlamadım. Ve bu duruşmalar aynı cümleyle ‘Tutukluluğun devamı’ kararıyla bitti. Tabi bu kolay kaldırılır bir şey değil.”

Annesi İyi Değil, 'Görür Müyüm Acaba?' Diyor

“Başka kolay kaldırılmayacak şeyler de var. Mesela beraat kararı… Beraat kararı veriliyor. Akşam çıkmasını bekliyoruz. Cezaevinden alınıp emniyete götürülüyor ve tekrar tutuklanıyor. Bu noktada ben işkence lafını kullanmaya başladım. 2’nci iddianame benim için çok sarsıcıydı. Çünkü hiç bir delilden bahsetme gereğini duymuyor. Bir takım soyut siyasi analizler yapılıyor. ‘Memleketin dış güçler ve onun yerli işbirlikçileri’ bütün sivil toplum kuruluşlarının nasıl memleket aleyhine faaliyette bulundukları… Bunu okuyunca ‘artık bize yalan söylemeye tenezzül etmiyorlar’ dedim. Bir İnsanın yıllarca insanın yıllarca özgürlüğünden yoksun bırakılması demek ki bu kadar kolay. Artık üniversite öğrencisi değiliz.. 3 yıl 6 yıl önemli süreler. Annesi 96 yaşında ve artık iyi değil. ‘Görür müyüm acaba?’ diyor. Bunu duymak iyi değil.”