Müvekkil tutuklandı, avukat serbest bırakıldıktan sonra tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi
Mehmet Pehlivan, avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili İstanbul'da adaletin önemine vurgu yaptı. Adaletin korunması için savunma hakkının önemli olduğunu belirten Pehlivan, avukatların yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etti.
İBB'ye yönelik operasyon kapsamında tutuklanan ve görevinden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, gözaltına alınıp adli kontrolle serbest kaldıktan sonra avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edilmesine ilişkin, "Savunmaya uzanan eller, sadece bir avukatı değil, herkesi koruyan adalet ilkesini yaralar. Savunma susturulursa, hakikatin de yurttaşın da sesi kesilir. Avukatlar yalnız bırakılırsa, adalet yalnız kalır. Ve adalet yalnız kalırsa, toplum nefessiz kalır" dedi.
Pehlivan, avukatı Koçoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edilmesine ilişkin X hesabından şunları yazdı:
"Av. Yiğit Gökçehan Koçoğlu soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla tutuklamaya sevk edildi. Yiğit, yüzlerce haber sitesi ve sosyal medyada açıkça konuşulan bir tahliye haberinin kamuoyuna duyurulmasından 3 saat sonra bir televizyon kanalında hukuki değerlendirmede bulunmuştu. Gizli olmayan bir bilgiye ilişkin yapılan hukuki yorum nasıl gizliliğin ihlali olabilir? Gizli olmayanı gizli saymak hukuk değildir.
Bu tutuklama talebi, avukatlık mesleğini hedef alıyor. Artık bu duruma bir son vermek gerektiğine inandığım için bu açıklamayı yapmayı zaruri buluyorum. Adaletin tüm öznelerine genç bir avukat olarak çağrı yapmak istiyorum: Avukatlık mesleği, birey ile devlet arasındaki en son ve en güçlü savunma hattıdır. Avukatlar; yalnızca müvekkilinin değil, toplumun tamamının adalet beklentisinin taşıyıcılarıdır. Bu nedenle avukatlar, kimsenin, hiçbir otoritenin, hiçbir hesabın ya da kavganın tarafı haline getirilemez. Getirilmemelidir.
Bir hukuk devletinde savunmanın güvencesi, özgür ve bağımsız avukatlardır. Avukatları hedef almak, savunma hakkını zedelemekle kalmaz; yargıyı araçsallaştırır, adaleti örseler, toplumsal barışı yaralar. Ve şunu bilmeliyiz: Avukatlar bazen bir salonun en sessiz köşesinde, bazen bir hücre kapısının önünde, bazen de kalabalığın içinde yalnızca adalet için savaşırlar. O yalnızlık, kişisel değil evrenseldir; çünkü her susturulan avukatla birlikte, bir toplumun vicdanı da sessizleşir. Savunmaya uzanan eller, sadece bir avukatı değil, herkesi koruyan adalet ilkesini yaralar. Savunma susturulursa, hakikatin de yurttaşın da sesi kesilir. Avukatlar yalnız bırakılırsa, adalet yalnız kalır. Ve adalet yalnız kalırsa, toplum nefessiz kalır."
Haber Merkezi