Mutlak Butlanda Kayyım Ataması Zorunlu Mu, Hukuki Seçenekler Neler?
CHP Kurultayı'nın iptali davasında gündeme gelen "mutlak butlan" kavramı merak uyandırdı. Hukuki terim, geçersizlik anlamına geliyor ve davanın seyrini etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir. 30 Haziran'daki duruşma öncesinde, mutlak butlanın ne anlama geldiği ve olası etkileri kamuoyunda tartışılıyor.
28 Haziran 2025 11:18
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 38. Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan dava, hukuk dünyasının önemli kavramlarından biri olan "mutlak butlan" terimini Türkiye'nin gündemine taşıdı.
Hukuk terminolojisinde sıklıkla rastlanmayan bu ifade, hem geleneksel medyada hem de sosyal platformlarda geniş yankı uyandırdı ve tartışmalara yol açtı.
Davanın bir sonraki duruşması 30 Haziran'da yapılacak ve bazı hukukçulara göre mutlak butlan kararı verilme olasılığı bulunuyor.
Peki, mutlak butlan tam olarak ne anlama geliyor? Ve eğer mahkeme bu yönde bir karar verirse, sonuçları neler olabilir?
Türk Dil Kurumu'na göre butlan kelimesi Arapça kökenli olup, "geçersizlik" anlamına gelmektedir.
Hukukta ise bu terim, hukuki işlemlerin geçersizlik türlerinden biri olarak kabul edilir.
Avukat ve Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Umut Yeniocak, hukuki işlemin, hukuki bir sonucun ortaya çıkmasına yönelik irade beyanı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Örneğin, bir ürün satın almak için yapılan sözleşme veya bir dernek, şirket ya da siyasi parti genel kurulunda alınan kararların tümü hukuki işlemdir."
Bir hukuki işlemin beklenen sonuçları doğurabilmesi için geçerlilik şartlarını taşıması, yani hukuka uygun olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yeniocak, bu şartlardan birinin eksik olması durumunda işlemin geçersiz sayılacağını ifade ediyor. Bu durumda da beklenen hukuki sonuç gerçekleşmiyor.
Hukuki işlemlerde geçersizliğe neden olan faktörler arasında yokluk, mutlak butlan ve iptal edilebilirlik gibi unsurlar yer alıyor.
Prof. Dr. Yeniocak, mutlak butlanın daha anlaşılır bir ifadeyle "hukuken kesin hükümsüzlük" anlamına geldiğini belirtiyor. Hatta yeni kanunlarda bu ikinci kavramın daha sık kullanıldığını da ekliyor.
Bu terimi somutlaştırmak adına günlük hayattan bir örnek veriyor: "Önünüzde bir sözleşme var. Tarafların bu sözleşmeyi yapma iradesi mevcut ve imzalarını da atmışlar. Ancak yasal olarak yerine getirmeleri gereken bir koşulu sağlamamışlar. Örneğin, noterde yapılması zorunlu olan bir sözleşmeyi kendi aralarında düzenlemişler. İşte bu durumda mutlak butlan, yani kesin hükümsüzlük söz konusu olur. Dolayısıyla, ortadaki sözleşme geçerli olmaz."
Mutlak butlan, aile hukukundan idare hukukuna, borçlar hukukundan ticaret hukukuna kadar birçok farklı hukuk alanında karşımıza çıkabilir.
Örneğin, açılan bir dava sonucunda, eşlerden birinin evlilik sırasında başka biriyle evli olması veya eşlerden birinde evlenmeye engel teşkil edecek düzeyde akıl hastalığı bulunması gibi çeşitli nedenlerle evlilikler mutlak butlanla geçersiz sayılabilir.
Prof. Dr. Yeniocak, CHP kurultayı ile ilgili davadaki mutlak butlan tartışmasını şu şekilde özetliyor: "Burada 'mutlak butlan var' demek, genel kurul yapılmış ve bir karar alınmış olsa dahi, geçerlilik şartlarında eksiklik bulunduğu için bu kararın geçersiz olması anlamına gelir."
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirildi.
Bu kurultayda Özgür Özel, genel başkanlık yarışında Kemal Kılıçdaroğlu'nu mağlup etti.
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, bu kurultayın iptali ve yetkili kurulların görevden alınması talebiyle dava açtılar.
6 Nisan 2025'te ise CHP'de 21. Olağanüstü Kurultay düzenlendi.
Özgür Özel bu kurultayda yeniden genel başkan seçildi.
Lütfü Savaş ve diğer delegelerin açtığı davalar, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirildi.
Mahkeme, 26 Mayıs'taki duruşmada bir sonraki duruşma tarihini 30 Haziran olarak belirledi.
Bu dava ile birlikte mutlak butlan ihtimali kamuoyunun gündemine taşındı.
Bu süreçte bir hukuk davasının yanı sıra bir de ceza davası açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kurultayda usulsüzlük yapıldığı iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı ve hazırlanan iddianame 3 Haziran'da kabul edildi.
BBC Türkçe'nin incelediği iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) yolsuzluk suçlamasıyla görevden uzaklaştırılan başkanı Ekrem İmamoğlu dahil 12 şüpheli hakkında "oylamaya hile karıştırma" suçundan bir yıldan üçer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu mağdur, Lütfü Savaş ise müşteki olarak yer alıyor.
Kılıçdaroğlu, bu dava kapsamında ifade vermeye gitmedi ve bu kararını "Partimi adliyede tartıştırmam" sözleriyle açıkladı.
Peki Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen hukuk davasının 30 Haziran'daki duruşmasında mutlak butlan kararı çıkma olasılığı var mı?
Bu konuda hukukçular arasında farklı görüşler bulunuyor.
Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) başkanı ve avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, mahkemenin Yargıtay içtihatlarını dikkate alarak ceza davasının sonuçlanmasını beklemesi gerektiğini savunuyor.
Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu ise hukuk yargılamalarında hakimlerin genellikle karar vermeden önce ceza davasının sonucunu beklediğini ancak bunun hukuki bir zorunluluk olmadığını ifade ediyor.
Hacıbektaşoğlu, "Hakim ceza davası bitmeden de hukuk davasını sonuçlandırabilir" diyerek bir olasılık örneği veriyor: "Hukuk hakimi, 'Ceza davasında iradenin fesata uğratılıp uğratılmasını beklememe gerek yok. Çünkü burada kurultayın yapılmasına ilişkin asli, usuli, şekli şartlardan biri zaten yerine getirilmemiş. Bu nedenle kurultayın iptaline karar veriyorum' diyebilir."
Ömer Faruk Eminağaoğlu geçmişte CHP'den milletvekili aday adayı olmuş ve partinin 2018'deki 36. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa adaylığını koymuş ancak yeterli sayıda imza toplayamamıştı.
Pınar Hacıbektaşoğlu ise 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı olmuş ancak seçilememişti.
Eminağaoğlu, içtihatlara dayanarak mutlak butlan kararı verilmesi durumunda, bu kararın yürürlüğe girmesinin istinaf ve temyiz süreçlerinin tamamlanmasının, yani kararın kesinleşmesinin ardından mümkün olacağını belirtiyor.
Hacıbektaşoğlu da istinaf ve temyizin hukuki sürecin vazgeçilmez bir parçası olduğu görüşünde.
Eminağaoğlu, mutlak butlan kararı verilmesi halinde mevcut parti yönetiminin Yargıtay kararına kadar görevine devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Eminağaoğlu, bu süreçte zaten zamanı gelen yeni bir kurultay yapılması durumunda ise bu davanın konusunun kalmayacağını belirtiyor.
Ancak hukukçular, hakimin karar kesinleşene kadar tedbiren, geçici olarak görev yapacak bir kayyım atayabileceğini de belirtiyorlar.
Hukukçular, mahkeme heyetinin mutlak butlan kararı doğrultusunda kayyım atamasının hukuki bir zorunluluk olmadığını ve bu kararın tamamen heyetin takdirine bağlı olduğunu ifade ediyorlar.
Böyle bir durumda atanacak kişi veya kişilerin CHP üyesi olmasının şart olduğunu vurguluyorlar.
Yani hukukçulara göre böyle bir karar çıkması halinde buradaki kayyım uygulaması, belediyelere atanan kayyım uygulamalarına benzemeyecek.
Eminağaoğlu, atanacak kayyım sayısının da mahkeme heyetinin takdirinde olacağını, tek bir kişi atanması gibi bir zorunluluk bulunmadığını, sayının daha fazla olabileceğini belirtiyor.
Peki mahkeme heyeti, partiyi yönetmesi için kayyım olarak eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu görevlendirebilir mi?
Avukat Hacıbektaşoğlu, bunun hukuken mümkün olduğu görüşünde:
"O kişi, Kemal Kılıçdaroğlu veya bir parti meclisi üyesi olabileceği gibi, Murat Karayalçın veya Hikmet Çetin gibi bir isim de olabilir. Bu, tamamen mahkeme heyetinin takdirine bağlı. Hatta mahkeme heyeti bu konuda avukatların görüşünü de alabilir."
Ömer Faruk Eminağaoğlu ise mahkeme heyetinin ne eski ne de yeni yönetimden kimseyi kayyım olarak atayamayacağı görüşünü savunuyor:
"Eski yönetimdekiler olamaz çünkü gelip görev üstlenebilmeleri için kararın kesinleşmesi gerekiyor. Eğer onlara kayyım adı altında görev verirseniz, bu istinaf ve temyiz sürecini atlamak anlamına gelir. Aynı şekilde, butlan kararı verdiğiniz bir durumda yeni yönetimi kayyım adı altında orada tutmak da yine hukuku dolanmak olur."
Eminağaoğlu, yaşanan süreci genel olarak "Bunlar siyasi davalar. Hukuk davasının da ceza davasının da meşru bir zemini, hukuki bir dayanağı yok" şeklinde yorumluyor.
Hacıbektaşoğlu ise "Dosyaya gelen bilgilerden bu kurultayın, siyasi partinin tüzüğüne tamamen aykırı bir şekilde yapıldığı anlaşılıyor" diyor.
30 Haziran'daki duruşmanın başka bir tarihe ertelenme ihtimali de bulunuyor.
MUTLAK BUTLAN NEDİR?
KAYYIM ATANIR MI?
Haber Merkezi