Meb, Liselerde Zorunlu Eğitim Süresini Kısaltıyor: Tepkiler Yükseliyor
MEB, zorunlu lise eğitimini 'esnek'leştirmeyi planlıyor. Eğitim İş Başkanı Kadem Özbay, bu değişikliğin çocuk işçiliğini, erken evlilikleri ve örgün eğitimden uzaklaşmayı artıracağını savunuyor. Özbay, MEB'in çocukları tarikatlara ve ucuz iş gücüne yönlendirdiğini, piyasanın eleman isteğini karşıladığını iddia ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), zorunlu eğitimin süresi ve yapısında önemli değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Gündemde olan üç farklı modelle, 4 yıllık lise eğitiminin daha esnek bir yapıya kavuşturulması hedefleniyor. Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise bu olası değişikliklere tepki göstererek, düzenlemelerin çocuk işçiliğini, erken evlilikleri ve örgün eğitimden uzaklaşmayı artıracağını savundu. Özbay, "Çocukları tarikat ve cemaatlere yönlendirmek, onları ucuz iş gücü olarak piyasaya sürmek amaçlanıyor. MEB, adeta çocuk işçi bulma bürosuna dönüştü. Yusuf Tekin'in eğitimle ilgili iş birliklerinde STK adı altında yer alan kuruluşların çoğu tarikat ve cemaatlerden oluşuyor. Milli Eğitim Bakanı'nın görevi patronlara eleman bulmak veya tarikatlara mürit yetiştirmek değildir," ifadelerini kullandı.
MEB'in üzerinde çalıştığı modeller, lise eğitiminde farklı seçenekler sunmayı amaçlıyor. Bu modeller arasında, lise son sınıfın üniversiteye hazırlık yılı olarak düzenlenmesi, öğrencilerin 10. sınıftan sonra isterlerse mezun olabilmeleri veya yaşa bağlı esneklikler sağlanması gibi seçenekler bulunuyor. Bu değişikliklerle sistemin daha esnek hale getirilmesi amaçlanırken, zorunlu eğitimin tamamen kalkıp kalkmadığı tartışmaları da gündeme geldi.
'e konuşan Kadem Özbay, iktidarın eğitim sisteminin içeriğini boşaltarak cemaatlere, tarikatlara ve patronlara hizmet ettiğini iddia etti. Özbay, "AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin eğitim sistemi, laik ve kamusal niteliğinden uzaklaştırılarak dinselleştirme ve piyasalaştırma ekseninde dönüştürüldü. Gündemde olan '3+1', '2+2' ve 'yaş temelli' eğitim modelleri, bu dönüşümün yeni adımlarıdır. Bu modeller, 'Okumasınlar, evlensinler, çalışsınlar' anlayışının kurumsallaşmasına hizmet ediyor," dedi.
Eğitim İş Genel Başkanı, bu sistemin çocuk işçiliğinin, erken evliliklerin ve eğitim dışı kalmanın önünü açabileceği uyarısında bulundu. Zorunlu eğitim felsefesinden uzaklaşıldığını belirten Özbay, "Lise son sınıftaki öğrencilerin çoğu zaten okuldan kopmuş durumda. Eğitimde içeriğin boşaltıldığı, bilimden uzaklaşılan bir süreç yaşanıyor. Bu yeni modelle ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin sayısı artacaktır," şeklinde konuştu.
Özbay, MEB'in iş birliği yaptığı vakıflara örnek vererek, "NUN Eğitim ve Kültür Vakfı'nda yapılan bir etkinlikte Yusuf Tekin bu modeli anlatmış, Cumhurbaşkanı da katılmış. Bakanlıklar bu vakıfla protokol yapmış. Bu durum, söylemlerin arka planında tarikat ve cemaatlerin olduğunu gösteriyor. Türkiye, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin en yüksek sırada olduğu ikinci ülke. Zorunlu eğitimin dışına çıkılırsa bu tablo daha da kötüleşir," dedi.
MEB'in üzerinde çalıştığı modelin öğretmenler açısından da sorun yaratabileceğini belirten Özbay, "Bu yeni model öğretmenler açısından da kriz yaratır. Zaten dışarıda milyonlarca atama bekleyen öğretmen var. Eğitim sistemini ticarethane gibi yönetiyorlar. Bunların hepsi uzun vadede ülkenin geleceği açısından tehdit oluşturuyor. Bu model yüzünden norm fazlası öğretmenler olacak," ifadelerini kullandı.
Özbay, mevcut eğitim sisteminin de AKP iktidarı tarafından getirildiğini hatırlatarak, "Devleti devlet yapan planlamadır. Yusuf Tekin'in müsteşar olduğu dönemde 4 yıllık model geldi. Şimdi kendi getirdiğiniz modeli tekrar değiştirmek istiyorsanız, önceki modelin neden çalışmadığının hesabını vermek zorundasınız. Eğitim bir sistem işidir ve bilimsel dayanaklarla yapılmalıdır," diye konuştu.
Özbay son olarak, "Eğitimi hak olmaktan çıkarıp maliyet-fayda hesabına indirgemek, bu ülkenin gençliğini geleceksizliğe mahkum etmektir. Eğitim, patronların kar hırsının tatmin aracı değil; toplumun kalkınmasının, bireyin özgürleşmesinin temelidir. AKP iktidarı, eğitimde yaptığı bu dönüşümlerle gençliğe tuzak kurmakta; onları ya cemaat yurtlarına ya da holding atölyelerine mahkum etmektedir," şeklinde sözlerini tamamladı.
MODELLERİN DETAYLARI
3+1 modelinde öğrenciler ilk 3 yılda zorunlu eğitimi tamamlayacak, 12. sınıf ise tercihe bağlı olarak üniversiteye hazırlık yılına dönüştürülecek. Bu modelde diploma 3 yılda verilecek.
2+2 modelinde ise 10. sınıfı tamamlayan öğrenciye diploma verilmesi öngörülüyor. İsteyenler akademik eğitimlerine devam ederek iki yıl daha okuyabilecek. Böylece zorunlu eğitim süresi kısalacak.
Yaş temelli model ise daha radikal bir öneri içeriyor. Bu modelde 16 yaşını dolduran öğrencinin zorunlu eğitimden muaf tutulması ya da liseyi tümüyle isteğe bağlı hale getirmek tartışılıyor.
Haber Merkezi