Kadir Has Üniversitesi'nde İbadethane Tartışması ve Akademisyenlere Destek

Kadir Has Üniversitesi'nde ibadethane kullanımıyla ilgili bir akademisyenin eleştirisi sosyal medyada gündem oldu. Öğrenciler, akademisyenlerine destek için toplandı. Cumhurbaşkanı danışmanının hedef gösterdiği bu olay, üniversite yönetimi tarafından inceleniyor.

Yayınlanma:
Kadir Has Üniversitesi'nde İbadethane Tartışması ve Akademisyenlere Destek

Kadir Has Üniversitesi'nde geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, sosyal medyada büyük yankı buldu. Bir akademisyenin, üniversitenin ibadethanesi önünde bırakılan ayakkabılardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği bir video paylaşıldı. Akademisyen, ibadethane alanında ayrılan özel bölümün kullanılmasını istedi ve "Kapımın önünde ayakkabı görmek zorunda değilim" ifadelerini kullandı.

Öğrencilerden Destek

Bu olayın ardından, Kadir Has Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenler, tartışılan akademisyene destek vermek için bir araya geldi. "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganları atılan toplantıda, öğrenciler akademisyenin hedef gösterilmesine tepki gösterdi.

Başdanışmanın Müdahalesi ve İnceleme

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Oktay Saral, söz konusu videonun sosyal medyada yayılmasının ardından akademisyeni hedef aldı. Bu durum üzerine Kadir Has Üniversitesi, olayla ilgili inceleme başlattığını duyurdu.

Laiklik Vurgusu ve Öğrenci Açıklaması

Öğrenciler, yaptıkları basın açıklamasında, akademisyen ve üniversiteye yönelik tehditlerin kabul edilemez olduğunu belirtti. Açıklamada, "İbadethane her inanca saygılı bir şekilde kullanıma açık. Okulumuz içindeki ibadethanedeki uyarıları dikkate almayan kişilerin toplu yaşam alanlarına saygısızlığını desteklemiyoruz" ifadeleri yer aldı. Ayrıca, TÜGVA muadili kurumların öğrenciler için tehdit oluşturduğu vurgulandı ve akademisyene uygulanan psikolojik şiddet hakkında soruşturma açılması talep edildi.

İbadethane Tartışmasının Arka Planı

Olayın arka planında, akademisyenin ibadethane girişinde ayakkabıların bırakılmasına yönelik eleştirisi ve buna öğrencilerin "Burası mescit, böyle giremezsiniz" şeklindeki tepkisi yatıyor. Akademisyen, alanın sadece bir dini grubun ibadethanesi olmadığını, herkese açık bir yer olduğunu vurgulamıştı. Bu tartışma, Türkiye'nin laiklik ilkesi ve üniversite ortamlarındaki din ve inanç özgürlüğü konularını da gündeme getirdi.