İstanbul Trafiği Ekonomiye Yıllık 6 Milyar Doların Üzerinde Yük Getiriyor
İstanbul'daki trafik sıkışıklığı, yıllık 6 milyar doları aşan maliyetiyle dikkat çekiyor. Okan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Selim Dündar, kapasite aşımı, hatalı park ve şerit ihlallerinin bu sorunu tetiklediğini belirtiyor. Dündar, "Karayolu Güvenliği Günü ve Trafik Haftası" kapsamında trafik sorununa dikkat çekti.
İstanbul Okan Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Selim Dündar, İstanbul'daki trafik sorununa dikkat çekerek, bu sorunun yıllık maliyetinin 6 milyar doları aştığını vurguladı.
Dündar, "Karayolu Güvenliği Günü ve Trafik Haftası" kapsamında yaptığı açıklamada, İstanbul trafiğinin, taşıt talebinin kapasiteyi aşması nedeniyle sürekli olarak tıkandığını belirtti.
Hatalı parklanmalar, şerit ihlalleri ve gereksiz manevraların da bu durumu daha da kötüleştirdiğini ifade eden Dündar, "İstanbul ya da herhangi bir bölgede trafik sıkışıklığı yaşanıyorsa, bunun temel sebebi yolların belirli bir kapasitesinin olmasıdır. Bu kapasitenin üzerinde bir araç talebi olduğunda trafik sıkışmaya başlar ve araç sayısı arttıkça sıkışıklığın şiddeti de artar" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Dündar, trafik ihlalleri, hatalı parklar, ani şerit değişiklikleri gibi faktörlerin de sıkışıklığı artıran önemli unsurlar olduğunu belirtti.
TRAFİK SIKIŞIKLIĞININ EKONOMİK ETKİLERİ
Trafik sıkışıklığının çok yönlü bir ekonomik kayba yol açtığına dikkat çeken Dündar, "Trafikte geçirilen fazladan her 10-15 dakika veya 1 saat, maddi bir kayıp olarak geri dönüyor. Bunun hesaplanması için çeşitli yöntemler mevcut. Bir ülkenin veya trafik sıkışıklığı yaşanan bölgenin gayrisafi yurt içi hasılasının, o bölgede çalışan nüfus oranına bölünmesiyle, bir dakikalık zaman kaybının parasal karşılığı kabaca hesaplanabilir" dedi.
Dündar, yakıt masrafları, araçların yıpranması, çevre kirliliği, kaza riski ve psikolojik stres gibi faktörlerin de trafik maliyetlerini artırdığını belirtti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) bu konuda çalışmalar yürüttüğünü aktararak, şöyle devam etti:
"İstanbul'daki trafik sıkışıklıklarının maliyeti yıllık 6 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. Ancak bu değerlerin güncellenmesi gerekiyor. Son 10 yılda teknolojik gelişmeler, sürücüsüz ve elektrikli araçların yaygınlaşması, mikromobilite sistemlerinin devreye girmesi gibi birçok şey değişti. Dolayısıyla güncel bir veriyle bu durumu tekrar değerlendirmek gerekiyor. Kabaca 6-7 milyar dolar civarında bir olumsuz ekonomik etkiden bahsedebiliriz."
Geçtiğimiz yıl yapılan uluslararası bir araştırmada, İstanbul'un trafik yoğunluğu açısından dünyada ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Dündar, "İstanbul'da yaşayan bir kişi trafikte yılda ortalama 105 saatini fazladan geçiriyor. Bu süre, farklı aktivitelerde değerlendirilerek ekonomiye olumlu katkı sağlanabilirdi" dedi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Doç. Dr. Selim Dündar, kentteki trafik yoğunluğunun sadece yeni yollar inşa ederek çözülemeyeceğini vurguladı.
Mevcut yol altyapısı, kavşaklar, alt ve üst geçitlerin geliştirilmesinin çözüm gibi görünse de, aslında sorunu sadece ötelediğini belirten Dündar, "Bir kavşakta iyileştirme yaptığınızda, bir sonraki veya önceki kavşakta daha büyük sorunlara yol açabilirsiniz. Ek bir şerit inşa ederek trafiği rahatlattığınızı düşünürken, 5 yıl sonra daha fazla taleple karşılaşarak daha büyük bir trafik sıkışıklığına neden olabilirsiniz. Burada yapılması gereken, talebi yönetmek için çeşitli uygulamalar geliştirmektir" şeklinde konuştu.
Çözüm için İstanbul'da çalışma saatlerinin düzenlenmesini öneren Dündar, şu açıklamalarda bulundu:
"İstanbul'da genellikle sabah ve akşam saatlerinde trafik yoğunluğu zirveye ulaşıyor. Özellikle sabah zirvesi daha etkili olabiliyor. İnsanlar genellikle işlerine veya okullarına gitmek için benzer saat aralığını tercih ettiği için, saat 7-9 arasında trafik sıkışıklıkları çok üst seviyeye çıkabiliyor. Burada, özel sektörün de desteğiyle farklı iş başlangıç saatleri ve mesai saatleri gibi stratejiler geliştirilebilir. Örneğin, bazı kurumlar mesaiye sabah 6'da başlayıp öğleden sonra 14'te bitirebilir. Bu tür stratejilerle zirveyi daha dağıtmak ve yumuşatmak mümkün. Ancak en temel iyileşmeyi, özel araç kullanım oranını düşürerek sağlayabiliriz. Özellikle toplu taşımaya olan talebi artırarak, özel araç kullanımından vazgeçirebilirsek önemli bir etki yaratacaktır. İstanbul'a baktığınızda, ortalama bir araç içinde 1,5 kişi yolculuk yapıyor. Yani 5 kişilik bir otomobilin kapasitesinin sadece 1,5 kişilik kısmı kullanılıyor, bu da trafikte aşırı bir yoğunluğa neden oluyor."
Dündar, toplu taşımayı teşvik etmenin yolunun hizmet düzeyini, kalitesini ve konforunu artırmaktan geçtiğini vurguladı.
Kısa mesafelerde bisiklet ve scooter gibi mikromobilite araçlarının kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini belirten Dündar, trafik ışık sürelerinin daha etkin bir şekilde ayarlanmasının şehir içi sıkışıklığı azaltmada etkili olabileceğini sözlerine ekledi.
Haber Merkezi