İmamoğlu'nun Avukatı Pehlivan İçin Uluslararası Hukuk Örgütlerinden Özgürlük Çağrısı

Uluslararası hukuk örgütleri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın tutuklanmasını kınadı. Pehlivan, 'yolsuzluk' soruşturmasında verilen ifadelerle 'örgüt üyeliği' suçlamasıyla tutuklandı. Örgütler, Pehlivan'ın İmamoğlu'nun diploması konusundaki eleştirileri sonrası hedef alındığını belirterek, Türkiye'de avukatlara yönelik baskılara dikkat çekti ve serbest bırakılmasını talep etti.

Yayınlanma:
İmamoğlu'nun Avukatı Pehlivan İçin Uluslararası Hukuk Örgütlerinden Özgürlük Çağrısı

Uluslararası hukuk ve insan hakları örgütleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Av. Mehmet Pehlivan'ın tutuklanmasını ve Türkiye'de avukatlık mesleğine yönelik artan baskıları kınayan ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Pehlivan'ın serbest bırakılması ve avukatlara yönelik baskıların son bulması çağrısında bulunuldu.

19 Mart'ta gerçekleşen operasyonla tutuklanan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan iki şüphelinin ifadeleri gerekçe gösterilerek 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak' suçlamasıyla 19 Haziran'da tutuklandı. Pehlivan'ın tutuklanması, uluslararası hukuk ve insan hakları örgütlerinden tepkiyle karşılandı ve özgürlük çağrıları yapıldı.

Açıklamada yer alan bilgilere göre:

- Pehlivan, Mart ve Nisan 2025'te, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) hazırladığı ve müvekkili Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diplomasının iptaliyle sonuçlanan raporu kamuoyu önünde eleştirmesinin ardından hedef alındı. Söz konusu raporun, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını engelleyebileceği belirtilmişti. Pehlivan, raporun asılsız olduğunu ve gizlenen resmi belgelere dayanılarak hukuka aykırı olarak hazırlandığını savundu. Raporu imzalayan üç YÖK üyesi, Pehlivan hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Nisan ayında Pehlivan hakkında "hakaret" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından soruşturma başlattı.

- Mayıs 2025'te, hükümet yanlısı medyada çıkan haberlerde, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen bir kişinin ifadesine dayanılarak Pehlivan ve Ekrem İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polat hakkında "tanığı etkilemeye teşebbüs" suçundan soruşturma başlatıldığı iddia edildi.

- 19 Haziran 2025'te, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın daveti üzerine adliyeye giden Pehlivan'a hakkında soruşturma açıldığı bildirildi. Pehlivan, Avukatlık Kanunu'nun 58. Maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınması gerektiğini hatırlattı. Ancak savcılık bu gerekliliği göz ardı ederek sulh ceza hakimliğinden tutuklama talep etti. Pehlivan, "suç örgütü üyeliği" suçundan tutuklandı. Örgütler, bu suçlamanın hukuki temsilin temel bir bileşeni olan savunma stratejilerinin koordinasyonu niteliğindeki faaliyetlere dayandırıldığına dikkat çekti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Mart ayında cezaevine gönderilmesinden bu yana Pehlivan'ın hükümet yanlısı medyada mesleki ve kişisel bütünlüğünün hedef alındığı ve sürekli tacize maruz bırakıldığı belirtildi. Aleyhine cebir, şiddet veya hukuksuz bir fiile ilişkin hiçbir kanıt sunulmadığı vurgulandı.

Ekrem İmamoğlu’nu temsil eden ya da aynı dosyada görev yapan - aralarında Kemal Polat, Serkan Günel, Kazım Yiğit Akalın ve Yiğit Gökçehan Koçoğlu’nun da bulunduğu - avukatların Mart ayından bu yana sistematik olarak hedef alınması, bu avukat grubunun mesleki çalışmalarını meşru bir biçimde yerine getirmelerini engellemeye yönelik açık bir müdahale modeline işaret etmektedir ve müvekkillerinin adil yargılanma hakkını tehdit etmektedir.

Pehlivan ve diğerlerine yönelik baskıların münferit olmadığı, Türkiye genelinde avukatlara karşı yürütülen kapsamlı ve sistematik bir baskı kampanyasının parçası olduğu ifade edildi.

AVUKATLARA YÖNELİK BASKILAR

Açıklamada, Türkiye'de avukatlara yönelik baskılara ilişkin şu örneklere yer verildi:

- İstanbul Barosu, Aralık 2024'te yayımladığı ve Kürt medya kuruluşları için çalışan iki gazetecinin Suriye'de öldürülmesine ilişkin bağımsız soruşturma çağrısında bulunan basın açıklaması nedeniyle hukuk ve ceza davalarıyla karşı karşıya. Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından 12 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep ediliyor.

- İstanbul Barosu yönetim kurulu üyesi Fırat Epözdemir, Ocak 2025'te Avrupa Konseyi kurumlarına yaptığı savunuculuk ziyaretinden dönüşünde gözaltına alınarak tutuklandı ve Mayıs ayına kadar tutuklu kaldı.

- Mart 2025’te İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolar sonrasında, aralarında İzmir Barosu’nun eski başkanının da bulunduğu çok sayıda avukat, protestoculara destek oldukları ve hukuki yardım sağlamaya çalıştıkları için gözaltına alındı.

- Avukatların müvekkillerine erişimleri engellenmekte, mahkeme salonlarına girmelerine izin verilmemekte ve bazı kilit duruşmalardan ancak duruşmalar bittikten sonra haberdar edilmektedirler. Bazı vakalarda yetkililer, gözaltına alınan veya tutuklanan kişilerin kimlikleri, nerede tutuldukları ve bulundukları yerler hakkında avukatlara bilgi vermemiş ve bu durum müvekkillerinin zorla kaybedildiği kaygılarının oluşmasına neden olmuştur.

Bu durumun, yetkililerce avukatların ve baroların bağımsızlığını zayıflatmak, insan hakları savunucularını sindirmek ve siyasi tutukluların ve sivil toplum temsilcilerinin adalete erişimini engellemek için sarf edilen sistemli çabaları ortaya koyduğu belirtildi.

ULUSLARARASI ÖRGÜTLERDEN ÇAĞRI

Uluslararası hukuk ve insan hakları örgütleri, Türkiye hükümetine ve uluslararası kuruluşlara şu çağrılarda bulundu:

Türkiye hükümetine;

- Av. Mehmet Pehlivan derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalı, mesleki çalışmaları veya ifade özgürlüğü hakkı ve insan haklarını barışçıl kullanımı nedeniyle hakkında açılan bütün soruşturmalar ve davalar düşürülmelidir.

- İstanbul Barosu ve hak temelli savunuculuk yapan diğer barolara yönelik tüm hukuki ve cezai süreçlere son verilmelidir.

- Avukatların keyfi gözaltılar, tutuklamalar, seyahat yasakları ve gözetim de dahil çeşitli yollarla sindirilmeye çalışılmasına ve taciz edilmesine son verilmelidir.

- Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesi’ne uyulması sağlanmalı ve hukuk mesleğini ve örgütlerini koruyan uluslararası standartlara saygı gösterilmelidir.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’ne;

- Av. Mehmet Pehlivan’ın tutuklanması ve Türkiye’de avukatlara yönelik daha geniş çapta gerçekleştirilen misillemeler alenen kınanmalıdır.

- Türkiye yetkilileri ile mevcut tüm diplomatik ve izleme mekanizmaları aracılığıyla temasa geçilerek hukuk mesleği güvencelerine saygı gösterilmesi talep edilmelidir.

- Türkiye’deki bileşenler ile acil temaslarda bulunulmalı, izleme faaliyetleri yapılmalı ve Türkiye’ye gözlem heyetlerinin gönderilmesi değerlendirilmelidir.

- Bağımsız barolar ve insan hakları avukatları duruşma gözlemi, hukuki yardım ve uluslararası savunuculuk yoluyla desteklenmelidir.

Açıklamada, Av. Mehmet Pehlivan, İstanbul Barosu ve Türkiye’de insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunan tüm avukatlarla tam dayanışma içinde olunduğu ifade edildi. Bu soruşturma ve yargılamaların yalnızca onların bireysel özgürlüklerine müdahale olmadığı, adalete ve hukukun üstünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.

Açıklamaya imza atan kuruluşlar:

Amnesty International, Council of Bars and Law Societies of Europe (CCBE), Defense Commission of the Barcelona Bar Association, Défense Sans Frontière-Avocats Solidaires (Lawyers Without Borders - Solidarity Lawyers, DSF-AS), Deutscher Anwaltverein (German Bar Association, DAV), European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights (ELDH), European Criminal Bar Association (ECBA), Fédération des Barreaux d'Europe (European Bars Federation, FBE), Foundation Day of the Endangered Lawyer, Human Rights Institute of the Brussels Bar Association, Indian Association of Lawyers, International Bar Association’s Human Rights Institute (IBAHRI), International Commission of Jurists (ICJ), International Federation for Human Rights (FIDH), Law Society of England and Wales (LSEW), Lawyers for Lawyers, Lawyers’ Rights Watch Canada (LRWC), National Union of People‘s Lawyers (NUPL), New York City Bar Association, Turkey Human Rights Litigation Support Project (TLSP), World Organisation Against Torture (OMCT).

Haber Merkezi