İmamoğlu'na Destek İçin Diplomasını Yırtan Öğrenci: Kimseyi Hedef Göstermedim

Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan bir olay, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Üniversitenin mezuniyet töreninde, dikkat çekici bir protesto eylemi gerçekleşti. Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesine tepki gösteren Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Doruk Dörücü, kendi diplomasını yırtarak bu kararı protesto etti. Ancak, bu eylem sosyal medyada hızla yayıldıktan sonra Dörücü'nün gözaltına alınmasına neden oldu.

DÖRÜCÜ'NÜN SAVUNMASI

Emniyette ifade veren Dörücü, herhangi bir kişi ya da kurumu hedef almadığını vurgulayarak üzerine atılı suçlamayı reddetti. İfadesinde, "İfadelerimde herhangi bir kişi ya da kurumu hedef göstermemekteyim. Halkın herhangi bir sosyal sınıfını, etnik kökenini, din, mezhep veya herhangi bir alt grubunu ayrıştırıcı ya da aşağılayıcı bir ifade kullanmadığıma inanıyorum. Üzerime atılı olan suçlamayı kabul etmiyorum. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir" dedi.

MÜDAFİNİN AÇIKLAMALARI

Dörücü'nün avukatı, gözaltı işleminin ve suçlamanın yasal dayanağı olmadığını savunarak müvekkilinin eyleminin yasal sınırlar içinde kaldığını belirtti. Avukatın beyanında şu ifadelere yer verildi: "Müvekkil Doruk, Boğaziçi Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi ve Sosyoloji alanında çift anadal ile yüksek onur derecesiyle mezun olmuştur. Söz konusu eylem, Sosyoloji Bölümüne ait, bu bölümü okuyan öğrencilerin katıldığı kapalı mezuniyet töreninde gerçekleşmiştir. Yaptığı konuşma bir şahıs tarafından video kaydı alınarak sosyal medyada paylaşılmıştır. Esasen müvekkilin tepkisi, İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı’nın 31 yıllık diplomasının üniversite yönetimi tarafından hukuksuz şekilde iptal edilmiş olması ve yine okuduğu Boğaziçi Üniversitesi'nde 2016 yılından başlayarak, özellikle 2 Ocak 2021’de göreve gelen Rektörün üniversite içerisindeki baskıcı uygulamalarınadır."

Avukat, bu tepkinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’nın 26. maddesi kapsamındaki düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarında kalan, eleştiri amaçlı barışçıl bir protesto olduğunu vurguladı. Ayrıca, Dörücü'ye isnat edilen TCK 216. maddenin, halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kine alenen tahrik eylemini düzenlediğini, ancak somut olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını savundu. İfadelerin doğrudan üniversite rektörüne yönelik olduğunu ve müvekkilinin bu amacı gütmediğini belirtti. Avukat, video kaydında da görüleceği üzere Dörücü'nün kendisini alkışlayan dönem arkadaşlarını dahi sessiz olmaya davet ettiğini, bu anlamıyla eylemin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını ve suç oluşturmadığını savundu.

Avukat ayrıca, CMK 145 kapsamında ifade ve sorgu amaçlı davet usulü uygulanmadan, gece yarısı 03.30’da doğrudan evine baskın yapılmak suretiyle gerçekleştirilen gözaltı işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin üzerine atılı suçlamayı kabul etmediklerini ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep etti.

Haber Merkezi