İlhan Cihaner: Akp İle Anayasa Tartışmak Kategorik Olarak Mümkün Değil
Eski milletvekili İlhan Cihaner, AKP'nin yeni anayasa girişimini eleştirerek, "AKP ile anayasa tartışmak kategorik olarak mümkün değil" dedi. Cihaner, AKP'nin anayasa değişikliği argümanının yalan olduğunu ve yapılan her değişikliğin Türkiye'yi yaşanabilir bir ülke idealinden uzaklaştırdığını savundu.
Eski milletvekili İlhan Cihaner, BirGün'deki köşesinde yeni anayasa tartışmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Cihaner, AKP ile anayasa tartışmanın kategorik olarak mümkün olmadığını savundu.
Cihaner'in yazısından öne çıkanlar şöyle:
AKP'NİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GİRİŞİMİNİN ARDINDAKİ NEDENLER
Cihaner, AKP'nin anayasa değişikliği isteğinin ardında yatan nedenleri ve bu isteği nasıl meşrulaştırmaya çalıştığını sorguladı. AKP'nin temel argümanının mevcut anayasanın "darbe anayasası" olduğu yönünde olduğunu belirten Cihaner, bu argümanın gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Anayasada yirmi defa değişiklik yapıldığını ve bu değişikliklerin tamamının AKP döneminde gerçekleştiğini vurguladı. Yapılan her değişikliğin Türkiye'yi yaşanabilir bir ülke idealinden uzaklaştırdığını savundu. Cihaner, sosyalist solun AKP'nin "asker-sivil anayasa" tuzağına düşmemesi gerektiğini, zira anayasanın siviller tarafından defalarca değiştirildiğini belirtti. Anayasanın toplumun altyapı kurumlarından, üretim ve dönüşüm ilişkilerinden bağımsız olarak ele alınmaması gerektiğini, çünkü anayasanın mevcut koşulların bir ürünü olduğunu söyledi. Cihaner, anayasa tartışmalarında LGBTİ haklarına saldırı olacağını ve tek adam rejimini kalıcılaştırma çabalarının öne çıkacağını öngördü. HSK seçimlerinde tüm üyelerin AKP çoğunluğuyla seçilmesinin de bir anayasa değişikliğiyle mümkün kılındığını hatırlattı. Bu nedenle, meselenin sivil-asker ayrımı üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini savundu.
MÜCADELE VE TOPLUMSALLAŞTIRMA VURGUSU
Cihaner, mücadele ile elde edilmiş bir hakkın anayasada yankı bulacağını, ancak mevcut anayasada basın özgürlüğü ve toplantı yürüyüş haklarına dair güçlü düzenlemeler olmasına rağmen bu hakların fiilen ortadan kalktığını belirtti. Bu nedenle, anayasa değişikliği tuzağına düşülmemesi gerektiğini vurguladı. Diğer sorunlara dair anayasa gündeminin toplumsallaştırılıp demokrasi mücadelesine dönüştürülmesinin önemine dikkat çekti. Ancak AKP ile anayasa yapılmaması gerektiğini, 19 Mart sürecinin bir darbe olarak değerlendirilmesi halinde darbeye karşı nasıl mücadele edilmesi gerekiyorsa öyle mücadele edilmesi gerektiğini savundu. Bu tartışmanın AKP'nin masasına oturarak değil, kendi çelişkilerini ortaya koyacak şekilde yapılması gerektiğini ifade etti.
Cihaner, tartışmanın sadece anayasadan ibaret olmadığını, hem 19 Mart sonrası yaşananların hem de Kürt sorununun anayasaya bağlanmaya çalışıldığını belirtti. Kürt ve Türk emekçilerinin bu sorunlara karşı birlikte nasıl mücadele edebileceğini sorguladı. Propagandanın, barışın sağlanması için bir anayasa değişikliği zorunluluğu dayatmasıyla yürütüldüğünü, ancak Türk ve Kürt emekçilerinin yaşadığı sorunların büyük bir kısmının anayasa değişikliği gerektirmediğini vurguladı. 2017'de büyük bir anayasa değişikliği yapıldığını ve mevcut saray rejiminin anayasal temellere sahip olduğunu hatırlattı. Ancak iktidarın henüz kurmaya çalıştığı yapıyı anayasal güvenceye almadığını ve birinci amacının bu olduğunu düşündüğünü ifade etti. Son olarak, 19 Mart sonrası harekete geçen gençlerin derinlemesine ele alınması gerektiğini, burada yabana atılmayacak boyutta bir seküler ve milliyetçi tabanın olduğunu belirtti. Anayasa tartışmasının bu gençlere bir alan açabileceğini ve politik bir mobilite sağlayabileceğini, aksi takdirde potansiyel tehlikelerin önüne geçilemeyebileceğini sözlerine ekledi.
Yazının tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Haber Merkezi