Gaziler Taleplerini Cevdet Yılmaz'a Anlattı, "Takipçisi Olacağım" Sözü Aldılar

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bakanlık önünde eylem yapan gazilerin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştüğünü duyurdu. Gaziler, görüşmede rütbeli-rütbesiz ayrımının kalkmasını ve en düşük maaşlı uzman onbaşıya emsal kabul edilmeyi talep etti. Yılmaz, gazilere "İsteklerinizin takipçisi olacağım" sözünü verdi.

Yayınlanma:
Gaziler Taleplerini Cevdet Yılmaz'a Anlattı, "Takipçisi Olacağım" Sözü Aldılar

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, günlerdir bakanlık önünde eylem yapan gazilerin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştüğünü aktardı. Öztürk'ün yazısına göre, beş kişilik gazi heyeti yaklaşık 1 saat 5 dakika süren bir görüşmede taleplerini doğrudan iletme fırsatı buldu. Gaziler, rütbeli ve rütbesiz ayrımının kaldırılarak en düşük maaşlı uzman onbaşıya emsal kabul edilmelerini istedi. Yılmaz'ın ise "isteklerinizin takipçisi olacağım" diyerek gazilere söz verdiği belirtildi.

Öztürk, görüşmeye dair gazilerin aktarımlarını köşesine şöyle taşıdı:

"Er gaziler günlerdir sorunlarını anlatıyor. Buna rağmen gidecek gazilerle bir kez daha konuşuldu. Onların Saray'dan getirecekleri haberi de dört gözle beklemeye başladılar. Tam 1 saat 5 dakika süren görüşmenin ardından gazilerden Rızvan Akçay, Feridun Özcan ve Yavuz Papağan Gazi Uyumevi'ne geldi. Arkadaşları onları heyecanla karşıladı. 'Ne oldu, ne oldu?' diye sordular. Saraya gidenlerden U.B'nin iki gözü görmüyor. Yavuz Papağan tekerlekli sandalyedeydi. İlk sözü Rızvan Akçay aldı ve gelişmeyi şöyle anlattı:

'Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın makamına götürüldük. Gidene kadar da görevliler  bize yardımcı oldu. Salona alındık. Cumhurbaşkanımızın Yardımcısı Cevdet Yılmaz salona geldi. Hepimizle tokalaştı. İyi niyetliydi, çok samimiydi, bizi hoş karşıladı. 1 saat 5 dakika bizimle görüştü.

Karşımıza da muhatap olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu, Şehit ve Gaziler Genel Müdürü Muharrem Kurt oturdu. Sırayla önce tanışma faslı oldu. Kendimizi tanıttık. Nasıl gazi olduğumuzu, yaşantımızı anlattık. Daha sonra da sırayla bize söz verdi; daha önce size anlattığımız taleplerimizi, hepimiz ayrı ayrı Cumhurbaşkanı Yardımcımıza anlattık. Sözümüzü kesmeden dinledi.'

1997'de mayın patlaması sonucu iki gözünü de kaybeden ve hiç görmeyen U.B'ye sıra geldi. İki gözünü kaybeden U.B. konuşmaya başladığında odaya duygusal bir hava çökmüştü. U.B. şöyle diyordu:

'Ben 30 yıllık evliyim ve karımı hiç görmedim. Çocuklarım var ama çocuklarımı da görmedim, bilmiyorum. Onların yüzünü görmesem de hepimiz birbirimizi seviyoruz. Geçen yıl kızımı evlendirdim. Gelinliğini dahi göremedim. Damadımı da göremedim. Bakın bu odada olanların hepsi beni görüyor. Ama ben hiç birinizi göremiyorum. Bunun ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir.'

Odada büyük bir sessizlik oldu. Bu neredeyse 5 dakika kadar sürdü. Cevdet Yılmaz'ın da gözleri doldu. O ara, oturma eyleminde olduklarında fıskiyelerin çalıştırılmasında bir kasıt olmadığı bilgisini de verdi.

Gazi U.B. elini gözünü götürdü, protez gözü çıkardı, eline aldı. Ardından şunları söyledi:

'Ben er olarak askerliğimi yaptım ve gazi oldum. Benimle, rütbeli olan bir gazi arasında fark olmamalı. O da gazi, ben de gaziyim. Bizim emsalimiz yok. Örneğin bir uzman onbaşı gazi olduğu zaman bir üstü olan uzman çavuş maaşı alıyor. Ama bizim emsalimiz olmadığı için malulen emekli oluyoruz. Lütfen çözün artık dedi. Biz malulen emekli değil, gazi olmak istiyoruz. Kartımızda gazi yazmasını istiyoruz.'

Cevdet Bey, olayın etkisinden kurtulmak için daha önceki kendi yaşamından, çektiği zorluklardan söz etti. Hem kendi yaşadıkları hem gazilerin yaşadıkları Cevdet Bey'in sesine da yansımıştı. Duygusal bir ortam oluşmuştu.

Teröristlerin 'Öldü' diye bıraktıkları Gazi Feridun Özcan, Cumhurbaşkanı Vekili Cevdet Yılmaz'la yaptıkları sohbetle ilgili olarak kendisini heyecanla bekleyen arkadaşlarına ve bize görüşmeyi şöyle anlattı:

'Görüşmemiz çok olumlu geçti. Kendisi isteklerimizin takipçisi olacağını söyledi. Er gazi için emsal istedik. Bu da en düşük maaşlı uzman onbaşıdır. Yani biz de en düşük maaşlı olanın emsali olmak istiyoruz. Bu konuda yürütülen çalışmaların ne aşamada olduğunu bilmediğini belirtti. 'Ancak bu konunun takipçisi benim' dedi. Bunun çözümü için bir zaman söylemedi. İsteğimiz yönünde çözülmesi için elinden geleni yapacağını anlattı.'"

Onların Saray'dan getirecekleri haberi de dört gözle beklemeye başladılar. Tam 1 saat 5 dakika süren görüşmenin ardından gazilerden Rızvan Akçay, Feridun Özcan ve Yavuz Papağan Gazi Uyumevi'ne geldi. Arkadaşları onları heyecanla karşıladı. 'Ne oldu, ne oldu?' diye sordular. Saraya gidenlerden U.B'nin iki gözü görmüyor. Yavuz Papağan tekerlekli sandalyedeydi. İlk sözü Rızvan Akçay aldı ve gelişmeyi şöyle anlattı:

'Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın makamına götürüldük. Gidene kadar da görevliler  bize yardımcı oldu. Salona alındık. Cumhurbaşkanımızın Yardımcısı Cevdet Yılmaz salona geldi. Hepimizle tokalaştı. İyi niyetliydi, çok samimiydi, bizi hoş karşıladı. 1 saat 5 dakika bizimle görüştü.

Karşımıza da muhatap olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu, Şehit ve Gaziler Genel Müdürü Muharrem Kurt oturdu. Sırayla önce tanışma faslı oldu. Kendimizi tanıttık. Nasıl gazi olduğumuzu, yaşantımızı anlattık. Daha sonra da sırayla bize söz verdi; daha önce size anlattığımız taleplerimizi, hepimiz ayrı ayrı Cumhurbaşkanı Yardımcımıza anlattık. Sözümüzü kesmeden dinledi.'

1997'de mayın patlaması sonucu iki gözünü de kaybeden ve hiç görmeyen U.B'ye sıra geldi. İki gözünü kaybeden U.B. konuşmaya başladığında odaya duygusal bir hava çökmüştü. U.B. şöyle diyordu:

'Ben 30 yıllık evliyim ve karımı hiç görmedim. Çocuklarım var ama çocuklarımı da görmedim, bilmiyorum. Onların yüzünü görmesem de hepimiz birbirimizi seviyoruz. Geçen yıl kızımı evlendirdim. Gelinliğini dahi göremedim. Damadımı da göremedim. Bakın bu odada olanların hepsi beni görüyor. Ama ben hiç birinizi göremiyorum. Bunun ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir.'

Odada büyük bir sessizlik oldu. Bu neredeyse 5 dakika kadar sürdü. Cevdet Yılmaz'ın da gözleri doldu. O ara, oturma eyleminde olduklarında fıskiyelerin çalıştırılmasında bir kasıt olmadığı bilgisini de verdi.

Gazi U.B. elini gözünü götürdü, protez gözü çıkardı, eline aldı. Ardından şunları söyledi:

'Ben er olarak askerliğimi yaptım ve gazi oldum. Benimle, rütbeli olan bir gazi arasında fark olmamalı. O da gazi, ben de gaziyim. Bizim emsalimiz yok. Örneğin bir uzman onbaşı gazi olduğu zaman bir üstü olan uzman çavuş maaşı alıyor. Ama bizim emsalimiz olmadığı için malulen emekli oluyoruz. Lütfen çözün artık dedi. Biz malulen emekli değil, gazi olmak istiyoruz. Kartımızda gazi yazmasını istiyoruz.'

Cevdet Bey, olayın etkisinden kurtulmak için daha önceki kendi yaşamından, çektiği zorluklardan söz etti. Hem kendi yaşadıkları hem gazilerin yaşadıkları Cevdet Bey'in sesine da yansımıştı. Duygusal bir ortam oluşmuştu.

Teröristlerin 'Öldü' diye bıraktıkları Gazi Feridun Özcan, Cumhurbaşkanı Vekili Cevdet Yılmaz'la yaptıkları sohbetle ilgili olarak kendisini heyecanla bekleyen arkadaşlarına ve bize görüşmeyi şöyle anlattı:

'Görüşmemiz çok olumlu geçti. Kendisi isteklerimizin takipçisi olacağını söyledi. Er gazi için emsal istedik. Bu da en düşük maaşlı uzman onbaşıdır. Yani biz de en düşük maaşlı olanın emsali olmak istiyoruz. Bu konuda yürütülen çalışmaların ne aşamada olduğunu bilmediğini belirtti. 'Ancak bu konunun takipçisi benim' dedi. Bunun çözümü için bir zaman söylemedi. İsteğimiz yönünde çözülmesi için elinden geleni yapacağını anlattı.'"

.

Haber Merkezi