Ertuğrul Özkök'ten Görevi Sona Eren Cumhurbaşkanı Ne İş Yapar Sorusuna Yanıt

17 Mayıs 2025, saat 07:00. İstanbul, 12 Ekim 1999… Conrad Oteli… Saatler 20:00'ı gösteriyor.

Büyük salonun sahnesinde, Türkiye siyasi tarihine damga vurmuş iki önemli isim karşı karşıya: Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve ünlü gazeteci Mehmet Ali Birand.

Saat tam 20:00 ve Türk medya tarihinde bir dönüm noktası yaşanıyor. CNN Türk yayın hayatına başlıyor. İlk büyük yayın ise bu özel program.

Mehmet Ali Birand sorularıyla, Süleyman Demirel cevaplarıyla tarihe not düşüyor. Salonda ise önemli isimler yer alıyor: Dönemin Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan, ve Doğan Medya Grubu'nun sahibi Aydın Doğan bu tarihi ana tanıklık ediyor.

Bir gazeteci ile bir Cumhurbaşkanı arasında geçen, samimi ve düşündürücü bir sohbet başlıyor. O sohbette geçen ve tarihe ışık tutan bir bölüm ise şöyle:

Mehmet Ali Birand, Süleyman Demirel'e soruyor:

“Emekliye ayrılınca ne yapacaksınız?”

Demirel'in cevabı: “Kim dedi emekliye ayrılacağım diye, nereden duydun?”

(Kahkahalar)

Sohbet devam ediyor:

“Bu bir mesaj mı?”

“Ben bordrolu değilim ki, emekliye ayrılayım."

“Hayır, ben şeyi kastediyorum.”

“Bak, lafı hiç ağzında dolaştırma.”

(Kahkahalar)

Demirel sözlerini şöyle sürdürüyor: “16 Mayıs 2000 günü benim görevim biter, ben bitti dediğim için değil, Anayasa dediği için. Anayasa'nın 102. maddesinde ‘Cumhurbaşkanı seçilir’ diye yazar. Hiç kimse telaş etmesin, o madde gereğince Meclis Cumhurbaşkanı'nı seçer. Eğer, o maddeyi TBMM değiştirmek istiyorsa, bu da onların elindedir.”

Sohbetin en dikkat çekici anlarından biri ise şöyle gelişiyor:

Birand soruyor:

“Eskaza birisi Cumhurbaşkanı seçilirse siz ne yapacaksınız?”

Demirel'in yanıtı net: “Bunu eskazaya bağlamayın, Anayasaya bağlayın.”

Yani Cumhurbaşkanı, “Anayasa ne derse o olur” diyor, ancak “Ben ne dersem o olur” demiyor.

Peki, devletin son 35 yılında söz sahibi olmuş, hem başbakanlık hem de cumhurbaşkanlığı yapmış bir isim, görev süresi dolunca hayatının geri kalanında ne yapar?

Demirel bu soruyu da yanıtlıyor: “Merak etme, ben kendime iş bulurum.”

Program bu sözlerle sona ererken, salonda kahkahalar ve alkışlar yükseliyor. En çok gülen ve alkışlayanlar ise ön sırada oturan üç başbakan yardımcısı oluyor.

Süleyman Demirel o dönemde 75 yaşındaydı ve vefat ettiğinde 91 yaşındaydı. Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra 16 yıl boyunca kendine yapacak iş bulmuştu.

DEMİREL'DEN DEPREM YORUMU

Türkiye'nin gündemindeki iki önemli konu deprem ve Cumhurbaşkanlığı seçimi.

Demirel'e göre, "Türkiye'nin en önemli meselesinin deprem olduğu doğrudur. Ama önemli ikinci meselesinin Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu doğru değildir... Yapılacak iş enkaz altında kalan vatandaşı kurtarmak ve mümkün olduğu kadar çok can kurtarmak. Hayatın güncelliği içerisinde ihtiyaçları karşılamak, yaygın hastalıklar meydana gelmesini önlemek, ondan sonra geçici iskana geçmektir."

Birand'ın "İlkini yapamadık" sözlerine Demirel, "Yaptık, yaptık... Bu kadar büyük bir acıya maruz kalan insanların duygusallığını anlamamak mümkün değildir. Birtakım ihmaller de vardır... Ama burası yoğun bir sanayi bölgesidir" şeklinde yanıt veriyor.

SANAYİ BÖLGESİ TARTIŞMASI

Birand'ın "Niye oraya kurduk sanayi bölgesini?" sorusuna Demirel'in cevabı ise şöyle: “Nereye kuracaktık? Dünyada tek akıllı sensin de, diğerleri akılsız mı? (Kahkahalar). 1500 sene içinde İstanbul'da 30 tane deprem meydana geldi, bunlardan 10'u büyük, üçü ise daha büyük. Türkiye'nin deprem bölgesi olmayan yeri var mı? Yok. "Deprem olur" demek gayet kolay. Ne zaman, hangi şiddette olacağını söyleyemedikten sonra "Olacağı biliniyordu" deyip geçmek hiçbir şeyi ifade etmez. Türkiye'nin çok daha iyi sivil savunma kuruluşuna, çok iyi yetiştirilmiş bin tane sivil savunmacıya ihtiyacı vardır, noksanı budur.

Haber Merkezi