Enkaz Üzerinde Yaşam Mücadelesi

Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem felaketinin ardından, Hatay'ın Antakya ilçesinde evi yıkılan Ayşe Kaplanoğlu, bürokratik engeller ve temel yaşam ihtiyaçlarının eksikliği nedeniyle zor günler geçiriyor.

Yayınlanma:
Enkaz Üzerinde Yaşam Mücadelesi

Kahramanmaraş'taki depremler sonucu Hatay'ın Antakya ilçesinde evi ağır hasar gören Ayşe Kaplanoğlu, yaşadığı mağduriyeti anlattı. Evleri yıkılan Kaplanoğlu ailesi, AFAD konteynır kentine başvuruda bulundu, ancak sistemde evlerinin hasarsız olarak görünmesi nedeniyle başvuruları reddedildi. Bunun üzerine Kaplanoğlu, yıkılan evinin enkazının üzerine bir çadır kurarak ailesiyle yaşamaya başladı.

Kaplanoğlu, dört yıldır kirada oturduğu ve depremde yıkılan evi hakkında konuştu. Kızının yaralanması ve altı ay süren tedavi süreci nedeniyle zor günler geçirdiklerini anlatan Kaplanoğlu, Antakya'ya dönüşlerinde evlerinin tamamen yıkıldığını ve başka bir çareleri olmadığını söyledi. Eşi engelli olan Kaplanoğlu, başvurdukları konteynır kentine yerleştirilmediklerini, sistemsel bir hata nedeniyle evlerinin hasarsız olarak göründüğünü dile getirdi.

afad.webp

Yaşam Koşullarının Zorluğu ve İhtiyaçlar

Kaplanoğlu'nun anlattıklarına göre, enkaz üzerine kurdukları çadırda temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde yaşamaktalar. Banyo ve tuvalet gibi temel insani ihtiyaçların olmaması, günlük yaşamlarını zorlaştırıyor. Kaplanoğlu, "Ne banyo var ne tuvalet. Karnımızı zor doyuruyoruz. Ne yapalım, nereye gidelim? İnsani şartlarda yaşamak bizim de hakkımız" diyerek, yaşadığı zorlukları ifade etti.

Bürokratik Engeller ve Faturalar

Kaplanoğlu, yıkılan evlerine ait elektrik ve su faturalarının gelmeye devam ettiğini belirtti. Bu durum, ailenin zaten zor olan ekonomik durumunu daha da güçleştirdi. Ev sahibiyle de irtibat kuramadıklarını belirten Kaplanoğlu, yaşadıkları mağduriyetin sadece fiziksel değil, aynı zamanda bürokratik engellerle de arttığını dile getirdi.

Toplumun ve Yetkililerin Desteği

Kaplanoğlu'nun yaşadığı bu durum, deprem sonrası yaşanan bürokratik sorunların ve insani ihtiyaçların karşılanmamasının ciddiyetini gözler önüne seriyor. Toplumun ve yetkililerin bu tür durumlarda daha etkin ve hızlı hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Kaplanoğlu, yaşadıkları zorluklara rağmen hayata tutunmaya çalıştıklarını söyledi. Kaplanoğlu'nun hikayesi, benzer durumda olan diğer depremzedeler için de dikkat çekici bir örnek teşkil ediyor.