Donat'tan Ali Şen Ziyareti: "Vefa Nerelerde?"

Yavuz Donat, yoğun bakımdan çıkan Fenerbahçe'nin efsane başkanı Ali Şen'i evinde ziyaret etti. Kahvaltı sohbetinde Ali Şen, "Bir avuç dosttan başka arayan soran yok" diyerek sitem etti. Donat, bu özel ziyareti ve Şen'in sözlerini köşesine taşıdı.

Yayınlanma:
Donat'tan Ali Şen Ziyareti: "Vefa Nerelerde?"

Sabah yazarı Yavuz Donat, Ağustos'ta yoğun bakımda tedavi gören Fenerbahçe'nin efsane başkanlarından 86 yaşındaki Ali Şen'i taburcu olmasının ardından evinde ziyaret etti. Donat, Şen'le birlikte yaptıkları kahvaltıyı, ağzından dökülen birkaç kelimeyi aktarırken, "Bir avuç dosttan başka... Arayan, soran yok. Ey vefa! Nerelerdesin? Geldiysen kapıyı çal, üç defa," dedi.

Donat, Ali Şen ile görülmesinden notları şöyle aktardı:

"Bodrum... Saat 11.00... Salonda oturuyordu... Yaklaştım... Tanıdı... 'Nasılsın?' dedi... Kucaklaştık, uzun uzun.

'Sen nasılsın?' dedim.

Baktı... Sessizdi.

Takıldım:

- Rusça konuş. Konuştu...Birkaç kelime. Salondakiler... Evin personeli... Herkes şaşırdı... 'Konuşuyor... Konuşuyor.'

Devam ettim:

- Sırpça konuş.

Konuştu... Bir şeyler söyledi... Yanımızdakiler... Hepsi şaşkın... Hayret içinde.

- Sıra geldi İngilizce'ye... İngilizce konuş.

Ağzından İngilizce sözler döküldü.

- Kalk... Seni Prizren'e götüreyim.

Sessizlik... 'Prizren' dedim tekrar.

Yanıt... 'Müzik.' - Müzik değil... Prizren... Doğduğun yer. Aynı sözü tekrarladı... 'Müzik.'

Sağımdaki solumdakilere baktım... Gözyaşları.

Kahvaltı tepsisini getirdiler... Tepside peynir... Domates, salatalık... Yumurta... Tereyağı... Bal.

Ve bir de küçük kâse... Püre. Personele sordum: Bu da neyin nesi?

- Tepsideki yiyeceklerin ezilmişi... Başkanın kahvaltısı. Peynir, bal, yumurta... Bir tatlı kaşığı vardı... Aldım... Püre yedirdim... Birkaç kaşık. Sonra... Kaşığı uzattım:

- Kendin ye. Bir süre bana baktı.

Sonra... Kaşığı aldı... Titreyen eller... Püreyi yemeye başladı.

Salon sessiz... Çiftlik sessiz... Ali Şen'in köpeği Kömür sessiz... Ayağımızın dibindeki oturan Badi sessiz... Oğlu Metin Şen'in köpeği.

Ali Şen... Yine yüzüme baktı... Baktı... 'Müzik' dedi... Müzik.

Aklıma... Alaattin Yavaşça'nın Hicaz makamındaki şarkısı geldi:

'Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok,

Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok.'

Yok...Yok...Yok.

Bir avuç dosttan başka... Arayan, soran yok.

Ey vefa! Nerelerdesin? Geldiysen kapıyı çal, üç defa."

Yazının tamamı için tıklayın.

Donat, Ali Şen ile görülmesinden notları şöyle aktardı:

"Bodrum... Saat 11.00... Salonda oturuyordu... Yaklaştım... Tanıdı... 'Nasılsın?' dedi... Kucaklaştık, uzun uzun.

'Sen nasılsın?' dedim.

Baktı... Sessizdi.

Takıldım:

- Rusça konuş. Konuştu...Birkaç kelime. Salondakiler... Evin personeli... Herkes şaşırdı... 'Konuşuyor... Konuşuyor.'

Devam ettim:

- Sırpça konuş.

Konuştu... Bir şeyler söyledi... Yanımızdakiler... Hepsi şaşkın... Hayret içinde.

- Sıra geldi İngilizce'ye... İngilizce konuş.

Ağzından İngilizce sözler döküldü.

- Kalk... Seni Prizren'e götüreyim.

Sessizlik... 'Prizren' dedim tekrar.

Yanıt... 'Müzik.' - Müzik değil... Prizren... Doğduğun yer. Aynı sözü tekrarladı... 'Müzik.'

Sağımdaki solumdakilere baktım... Gözyaşları.

Kahvaltı tepsisini getirdiler... Tepside peynir... Domates, salatalık... Yumurta... Tereyağı... Bal.

Ve bir de küçük kâse... Püre. Personele sordum: Bu da neyin nesi?

- Tepsideki yiyeceklerin ezilmişi... Başkanın kahvaltısı. Peynir, bal, yumurta... Bir tatlı kaşığı vardı... Aldım... Püre yedirdim... Birkaç kaşık. Sonra... Kaşığı uzattım:

- Kendin ye. Bir süre bana baktı.

Sonra... Kaşığı aldı... Titreyen eller... Püreyi yemeye başladı.

Salon sessiz... Çiftlik sessiz... Ali Şen'in köpeği Kömür sessiz... Ayağımızın dibindeki oturan Badi sessiz... Oğlu Metin Şen'in köpeği.

Ali Şen... Yine yüzüme baktı... Baktı... 'Müzik' dedi... Müzik.

Aklıma... Alaattin Yavaşça'nın Hicaz makamındaki şarkısı geldi:

'Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok,

Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok.'

Yok...Yok...Yok.

Bir avuç dosttan başka... Arayan, soran yok.

Ey vefa! Nerelerdesin? Geldiysen kapıyı çal, üç defa."

Yazının tamamı için tıklayın.

.

Haber Merkezi