Boykot Destekçisi Hacettepeli Akademisyen İhraç Edildi

Hacettepe Üniversitesi'nde bir akademisyen, İBB operasyonları sonrası öğrencilerin başlattığı boykotlara destek verdiği gerekçesiyle görevden alındı. Eğitim Sen, karara tepki göstererek "Öğrencinin iradesine saygı duymak suç değildir" açıklamasında bulundu ve kararın iptalini istedi.

Yayınlanma:
Boykot Destekçisi Hacettepeli Akademisyen İhraç Edildi

13 Mayıs 2025

Hacettepe Üniversitesi'nde görevli bir akademisyen, İBB operasyonları sonrası başlayan öğrenci boykotlarına destek verdiği gerekçesiyle görevden alındı. Eğitim Sen, karara sert tepki göstererek, "Öğrencinin iradesine saygı duymak suç değildir" açıklamasında bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı çalışma arkadaşlarının gözaltına alınması ve tutuklanmasının ardından öğrenciler tarafından başlatılan boykotlara destek veren bir akademisyen, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ndeki görevinden uzaklaştırıldı. Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi, yazılı bir açıklama yaparak kararı kınadı.

Şube, öğretim elemanının öğrencilerin anayasal haklarını kullanarak başlattıkları boykota saygı gösterdiğini belirtti. Ancak, bir öğrencinin CİMER'e yaptığı şikayet üzerine Eğitim Fakültesi Yönetim Kurulu kararıyla ilişiğinin kesildiğini ifade etti.

GÖREVDEN ALMA KARARINA TEPKİLER

Eğitim Sen'in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Öğrencinin İradesine Saygı Suç Değildir, Öğrencisiyle Dayanışan Öğretim Elemanının Cezalandırılması Kabul Edilemez!

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görevlendirme ile ders veren bir öğretim elemanının, öğrencilerin anayasal haklarına dayanarak verdikleri boykot kararına ve iradesine saygı duyarak hareket etmesi üzerine; bir öğrencinin CİMER’e yaptığı şikâyet sonrası Eğitim Fakültesi Yönetim Kurulu kararıyla ilişiği kesilmiştir. Bu karar, yalnızca ilgili öğretim elemanını değil, tüm üniversite bileşenlerini hedef alan açık bir sindirme politikasıdır. Akademik özgürlük, üniversitelerin vazgeçilmez ilkesidir. Öğretim elemanlarının düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel özerkliğin ve demokratik üniversitenin temelidir. Bu özgürlüğü kullanan bir akademisyeni cezalandırmak, üniversiteyi bilimsel kimliğinden uzaklaştırmak anlamına gelir.

Görevden alma kararı, açıkça siyasi saiklerle verilmiş ve akademideki güvencesiz istihdamı tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Hukuki dayanaklardan yoksun bu karar, güvencesiz çalışan akademisyenlerin hak arama ve ifade özgürlüklerini baskı altına almaya yöneliktir. Henüz dönem bitmemişken apar topar yapılabilen bu görevlendirme iptali, üniversitelerdeki emeğin güvencesizleştirilmesinin nasıl bir denetim aracı olarak işlediğini bir kez daha göstermiştir. Yönetimin muhbirliği ödüllendiren, dayanışmayı ise cezalandıran yaklaşımı kabul edilemez. Anayasal ve demokratik haklarını kullanan öğrencilerin iradesine saygı duymak bir suç değil, akademik bir sorumluluktur. Üniversiteyi ihbar ve korku mekanizmalarıyla yönetmeye çalışan anlayış, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin en büyük düşmanıdır.

DEKANIN GEÇMİŞTEKİ AÇIKLAMALARI GÜNDEMDE

Eğitim Fakültesi Dekanı’nın geçmişte yaptığı “Recep Tayyip Erdoğan, maddenin dördüncü hâlidir” yönündeki açıklaması, bilimsel tarafsızlıkla bağdaşmayan bir zihniyetin göstergesidir. Böylesi bir isim tarafından yürütülen idari sürecin adil ve tarafsız olması beklenemez. Bu durum, üniversitelerde liyakat yerine ideolojik sadakatin esas alındığını bir kez daha kanıtlamıştır. Bu karar, yalnızca bir öğretim elemanını değil; öğrencileriyle dayanışma içinde olan, düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen tüm akademisyenleri hedef almaktadır.

EĞİTİM SEN'DEN AÇIKLAMA

Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi olarak bu haksız ve keyfi kararı kabul etmiyor; akademik özgürlükleri, ifade hürriyetini ve üniversitelerin demokratik işleyişini savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.

EĞİTİM SEN RA 5 NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ"

Haber Merkezi