Biyometrik Sistemlere Yeni Tehdit: Deepfake, Silikon Parmak Kalıpları Ve 3 Boyutlu Maskeler
Biyometrik güvenlik sistemleri deepfake ve 3D maskelerle tehdit altında. Uzmanlar, NFC ve yüz tanıma gibi teknolojilerin sahteciliği azalttığını belirtiyor. Sahte pasaport riskine karşı çok katmanlı güvenlik ve uluslararası iş birliği vurgulanıyor. Türkiye'de sahte belge operasyonları devam ederken, sahte pasaport vakaları artış gösteriyor.
15 Ağustos 2025 09:15
Uzmanlara göre deepfake görüntüler, silikon parmak kalıpları ve 3D maskelerle biyometrik güvenlik sistemleri aşılmaya çalışılıyor. NFC tabanlı sistemler ve yüz tanıma teknolojileri sahteciliği büyük ölçüde azaltırken, sahte pasaportlarda riskin önlenmesi için çok katmanlı güvenlik önlemleri ve uluslararası iş birliği şart.
Türkiye’de sahte belge, kimlik ve ehliyet düzenleyen organize suç gruplarına yönelik operasyonlar sürerken, sahte pasaport vakaları dikkat çekiyor. Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, biyometrik sistemlerin güçlü bir güvenlik bariyeri sağladığını ancak deepfake görüntüler, silikon parmak kalıpları ve 3D maskelerle bu güvenliğin aşılmaya çalışıldığını söyledi.
Kırık, NFC tabanlı sistemler ve yüz tanıma teknolojilerinin sahteciliği yüzde 80’e kadar azalttığını belirterek, “Eğitimli personel ve uluslararası iş birliği şart. Gelişmiş yazılımlar, çip kopyalama cihazları ve yüksek kaliteli yazıcılarla pasaportların dijital bilgileri değiştirilebiliyor. RFID çipler kopyalanıp yeniden yazılarak belgeler neredeyse gerçeğinden ayırt edilemez hâle geliyor” dedi.
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, 2023’te 22,8 milyar dolar olan biyometrik pasaport pazarının 2032’de 46,5 milyar dolara çıkmasının beklendiğini belirten Kırık, çok katmanlı güvenlik tedbirlerinin ve teknolojinin sürekli güncellenmesinin önemine dikkat çekti.
Hukukçu Emine Aslan ise mevcut yasaların dijital sahteciliği kapsasa da biyometrik verilerin kopyalanması veya yapay zekâ ile sahte kimlik üretilmesi gibi yöntemlerde yetersiz kaldığını ifade etti. “Sınır kapılarında anlık doğrulama sistemleri, veri tabanı güvenliği ve uluslararası veri paylaşımı güçlendirilmelidir. Türkiye biyometrik çipli pasaporta geçti ancak Avrupa’daki e-Gate sistemleri, Interpol ve Europol ile veri entegrasyonu gibi adımlar eksik” dedi.
Aslan, TCK’nın 204. maddesine göre resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen veya değiştiren kişilerin 2 ila 5 yıl, kamu görevlilerinin ise 3 ila 8 yıl hapis cezası ile yargılandığını; pasaport gibi “sahte olduğu sabit oluncaya kadar geçerli” belgelerde cezanın yarı oranında artırıldığını hatırlattı.
Kırık, NFC tabanlı sistemler ve yüz tanıma teknolojilerinin sahteciliği yüzde 80’e kadar azalttığını belirterek, “Eğitimli personel ve uluslararası iş birliği şart. Gelişmiş yazılımlar, çip kopyalama cihazları ve yüksek kaliteli yazıcılarla pasaportların dijital bilgileri değiştirilebiliyor. RFID çipler kopyalanıp yeniden yazılarak belgeler neredeyse gerçeğinden ayırt edilemez hâle geliyor” dedi.
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, 2023’te 22,8 milyar dolar olan biyometrik pasaport pazarının 2032’de 46,5 milyar dolara çıkmasının beklendiğini belirten Kırık, çok katmanlı güvenlik tedbirlerinin ve teknolojinin sürekli güncellenmesinin önemine dikkat çekti.
Hukukçu Emine Aslan ise mevcut yasaların dijital sahteciliği kapsasa da biyometrik verilerin kopyalanması veya yapay zekâ ile sahte kimlik üretilmesi gibi yöntemlerde yetersiz kaldığını ifade etti. “Sınır kapılarında anlık doğrulama sistemleri, veri tabanı güvenliği ve uluslararası veri paylaşımı güçlendirilmelidir. Türkiye biyometrik çipli pasaporta geçti ancak Avrupa’daki e-Gate sistemleri, Interpol ve Europol ile veri entegrasyonu gibi adımlar eksik” dedi.
Aslan, TCK’nın 204. maddesine göre resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen veya değiştiren kişilerin 2 ila 5 yıl, kamu görevlilerinin ise 3 ila 8 yıl hapis cezası ile yargılandığını; pasaport gibi “sahte olduğu sabit oluncaya kadar geçerli” belgelerde cezanın yarı oranında artırıldığını hatırlattı.
.
Haber Merkezi