Birgün Yazarı Haydar Ergülen: Mektup Gençlere Yazıldı

Haydar Ergülen, gençlerin baskı ve umutsuzluğa karşı direncini vurguladı. Cumhuriyetin kazanımlarının ve özgürlük talebinin gençlerin omuzlarında yükseldiğini belirtti. Ergülen, gençlerin coşkusunun ve siyasete katılımının göz ardı edilemeyeceğini, laiklik ve kadın-erkek eşitliği gibi değerlerin korunmasının önemini savundu.

Yayınlanma:
Birgün Yazarı Haydar Ergülen: Mektup Gençlere Yazıldı

BirGün yazarı Haydar Ergülen, köşe yazısında Türkiye'deki gençlerin baskılara, umutsuzluğa ve yılgınlığa karşı gösterdiği dirence dikkat çekti. Ergülen, gençlerin Cumhuriyetin kazanımlarını savunma ve özgürlük talebini yükseltme sorumluluğunu üstlendiğini belirtti.

Ergülen, yazısında, Türkiye'de özgürlük ve eşitlik ideallerine olan inancın, tüm baskılara rağmen hala canlı olduğunu ifade etti. Gençlerin enerjisinin ve siyasete katılımının göz ardı edilemeyecek derecede güçlü olduğunu vurgulayan Ergülen, laiklik ve kadın-erkek eşitliği gibi Cumhuriyet değerlerinin korunmasının her bireyin görevi olduğunu savundu. Gezi Parkı olaylarından Saraçhane'deki eylemlere kadar uzanan süreç, gençlerin "apolitik" olarak nitelendirilmesine karşı bir cevap niteliği taşıyor.

GENÇ KADINLARIN ROLÜ

Ergülen, yazısında özellikle genç kadınların toplumsal hareketlerdeki önemli rolünü vurgulayarak, "saçı uzun" denilerek küçümsenenlerin direnişine dikkat çekti. Kadınların öncülüğüne duyduğu güveni dile getiren Ergülen, "içerdeki gençler"e de özel bir selam gönderdi. Gülten Akın ve Mevlana'nın dizeleriyle dayanışma duygularını ifade eden Ergülen, şu ifadelere yer verdi:

"İnsanların bir bölümünün uzun zaman aldatılmasına karşın, tümünün hiçbir zaman aldatılamayacağı, sonuçta asıl aldananların buna yeltenenler olacağı, dürüstlüğün, doğruluğun mutlaka üstün geleceği görülmüştür.

Bu mektubun alıcısı olan “içerdeki gençler”e, Gülten Akın’ın “yol olmuştur en yiğidin yanması / sana bu ateşte çokça pay düştü” dediği gibi, çokça pay düşmüştür, içerisi düşmüştür ama, Türkiye’de 1968’den beri tüm askerî ve sivil darbelere, baskı ve zorbalıklara karşı da gençlerin yılmadığı, direndiği görülmüştür.

Ruhi Su yorumuyla dinlediğimiz Mevlana’nın güzel şiirinin “Diken içindeler ama gül gibiler / Hapisteler ama şarap gibiler / Balçık içindeler ama gönül gibiler / Gece içindeler ama şarap gibiler” dediği gibi olmuştur hep. “Bu da geçer” denilmiştir, “gün gördüm günler gördüm” türküsünün ardından “hangi günü gördün akşam olmamış” diye sorulmuştur. İçerde de dışarda da yalnız olmadığımız anlaşılmış ve içerdeki gençlerimize selamın, sevginin en sıcak, en içten sözcükleriyle bu açık mektup gönderilmiştir."

Tamamını okumak için tıklayın.

Haber Merkezi