Arınç'tan Erdoğan'a: "Murat Çalık'ın Yaşam Hakkı Her Şeyden Üstündür" Çağrısı

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, hasta tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın durumu üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi. Arınç, yaşam hakkının her şeyden önemli olduğunu vurgulayarak tutuksuz yargılanmanın esas olması gerektiğini belirtti ve adli kontrol tedbirlerinin uygulanabileceğine dikkat çekti.

Yayınlanma:
Arınç'tan Erdoğan'a: "Murat Çalık'ın Yaşam Hakkı Her Şeyden Üstündür" Çağrısı

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın kritik sağlık durumu üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hasta tutuklular için çağrıda bulundu. Arınç, "Kişilerin kimliklerinden bağımsız olarak her şeyden önemli olan yaşam hakkıdır. Tutuksuz yargılanma esastır. Tutukluluk yerine geçecek pek çok adli kontrol tedbiri vardır" ifadelerini kullandı.

AKP'nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, İBB'ye yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan ve hastanede tedavi gören Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi.

Arınç'ın açıklamaları şöyle:

"Bir süredir tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık durumu hakkında basında yer alan haberler kamuoyunun malumu. Bu vesile ile sağlık sorunları yaşayan tutuklu ve hükümlüler hakkında düşüncelerimi bir kez daha ifade etmek isterim.

Kişilerin kimliklerinden bağımsız olarak her şeyden önemli olan yaşam hakkıdır. Tutuksuz yargılanma esastır. Tutukluluk yerine geçecek pek çok adli kontrol tedbiri vardır. Tutuklu olan kişilerin sağlıkları ciddi tehlike altında ise yetkili merciler derhal harekete geçmeli ve tedavileri hasta yakınlarının gözetiminde yapılmalıdır.

Tutukluluk süresince kişi masumiyet karinesinden istifade eder, dolayısıyla bunun için de herhangi bir adli tıp raporuna ihtiyaç yoktur. Savcılık resen ya da basit bir rapor üzerine de kişinin adli kontrol tedbirlerinden birisiyle tahliye edilmesine rahatlıkla karar verebilir. Hükümlülükte ise hasta mahkûmlar ancak adli tıp raporu almak suretiyle infaz ertelemesine tabi tutulmaktadır.

Hasta hükümlüler için infaz ertelemesi söz konusudur ve bu prosedür adli tıp raporuna bağlanmıştır. Adli tıp maalesef bu konuda çok ceberut davranmakta, rapor vermemektedir. Günde 20 ilaç kullanan ve 7 ayrı hastalık taşıyan yaşları 70 ile 85 arasında değişen pek çok hükümlüye ısrarla rapor verilmemiş ve içlerinde vefat edenler olmuştur. Adli tıp bu konuda ısrarlı davranışlarını sürdürmektedir. Buna ilişkin yasal düzenleme yapılabilir. Heyet raporu esas alınır ya da kategorik olarak bazı hastalıklar için hükümlü lehine infaz ertelemesi kabul edilebilir.

Adli tıp bunu yapmadığı takdirde Sayın Cumhurbaşkanımızın doğrudan af yetkisini kullanmasından başka yol kalmamaktadır. Sayın Adalet Bakanımızın vicdan, merhamet ve hukuk bilgisine çok güvenirim. Özellikle başsavcı, savcı ve hâkimlerin bu konuda çok daha adil, vicdanlı ve merhametli davranması; kamunun üzüntü ve endişelerini giderecek kararlar alması gerekmektedir. Özellikle şu aşamada tutuklu olanların tahliyesi ve başka kontrol tedbirleri uygulanması kolay bir konudur. İçeride hastalıkları giderek artan tutuklu kişilerin tahliye edilmesi ve ailelerinin psikolojik desteği ile tedavilerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir."

ARINÇ'TAN ERDOĞAN'A ÇAĞRI

Arınç, açıklamasında tutuklu yargılanmanın esas olmaması gerektiğini vurgulayarak, tutukluluk yerine geçebilecek birçok adli kontrol tedbiri bulunduğunu belirtti. Sağlık durumu ciddi tehlike altında olan tutukluların tedavilerinin ailelerinin gözetiminde yapılması gerektiğini savundu.

ADLİ TIP RAPORLARINA ELEŞTİRİ

Arınç, adli tıp kurumunun hasta hükümlüler için infaz ertelemesi konusunda ceberut davrandığını ve rapor vermediğini dile getirdi. Bu durumun üzücü sonuçlara yol açtığını belirten Arınç, yasal düzenleme yapılarak heyet raporunun esas alınması veya bazı hastalıklar için hükümlü lehine infaz ertelemesi kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.

Haber Merkezi