Akp'li Metiner: Chp'nin 6 Okunu "kurucu İrade" Gibi Gören Anlayışları Elimizin Tersiyle İtmemiz Şart, Türkiye Yüzyılı İslamiyet Değerleri Üzerinden İnşa Edilmeli
Mehmet Metiner, CHP'nin 6 ok ilkesinin "kurucu irade" olarak görülmesine karşı çıktı. Türkiye Yüzyılı'nın İslamiyet'in değerleriyle inşa edilmesi gerektiğini savunan Metiner, CHP'nin ideolojisinin devlete giydirilmesini eleştirdi ve milletin tepkilerinin "cumhuriyet düşmanlığı" olarak suçlanmasını doğru bulmadığını belirtti.
Eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) altı ok ilkesinin "Cumhuriyet'in kurucu iradesi" olarak kabul edilmesine yönelik eleştirilerini dile getirdi. Metiner, Türkiye Yüzyılı'nın, milletin varlık sebebi olarak gördüğü İslamiyet'in değerleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini savundu.
Metiner, "CHP'nin 6 okunu 'Cumhuriyet'in kurucu ilkeleri' veya 'kurucu irade'si gibi gören yaklaşımları reddetmeliyiz. Türkiye Yüzyılı, milletimizin varlık sebebi olan ve bu nedenle ülkemizin asıl kurucu iradesi olan İslamiyet'in değerleriyle yükselmelidir," ifadelerini kullandı.
Metiner, CHP'nin bir parti olmanın ötesine geçerek devlete dönüştüğünü ve kendi ideolojisini empoze ettiğini iddia etti. Ayrıca, milletin Batıcı iktidar seçkinlerine karşı gösterdiği tepkilerin "cumhuriyet düşmanlığı" şeklinde suçlandığını belirtti.
Metiner, bu tepkilerin zamanla "Atatürk düşmanlığı" ve "laiklik düşmanlığı" gibi etiketlerle suçlanmaya başlandığını, farklılıkları reddeden homojen ulus projesine yönelik itirazların ise "bölücülük-ayrılıkçılık" suçlamasıyla karşılandığını ifade etti.
Günümüzde dahi bazı kesimlerde, özellikle CHP tabanında bu hatalı Cumhuriyetçi, laikçi ve ulusçu anlayışın devam ettiğini ve benzer suçlamaların sıklıkla yapıldığını vurguladı.
"Kurucu irade" veya "kurucu ilkeler" konusunda, CHP zihniyetine sahip bazı kişilerin kendi düşüncelerini yansıtmalarına dikkat çeken Metiner, bu durumun tarihsel bir ironi olduğunu belirtti. CHP'nin zihniyetini benimseyenlerin, "kurucu irade" ve "kurucu ilkeler" hakkında söylediklerinin, CHP'li iktidar seçkinlerinin söylemleriyle aynı olduğunu savundu.
Bu nedenle, "esas irade" veya "kurucu irade" konusunda nerede durulduğunun netleştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Cumhuriyet ile CHP cumhuriyetçiliğini, demokratik laiklik ile CHP'nin İslamiyet karşıtı Jakoben laikliğini, çoğulcu millet anlayışı ile Batı'ya ait seküler temelli tekçi ulus anlayışını birbirinden ayırmanın zorunlu olduğunu belirtti.
İSLAMİYET VE MİLLİ İRADE VURGUSU
Metiner, İslamiyet'in bir devlet ideolojisine dönüştürülerek herkese bir yaşam tarzı olarak dayatılması gibi bir talebin asla olmadığını, çünkü İslamiyet'in bir ideoloji olmadığını savundu. İslamiyet'i politik bir ideolojiye indirgeyen İslamcılık anlayışının veya İslamiyet'in herhangi bir yorumunu "devlet ideolojisi"ne dönüştürenlerin İslamiyet'e büyük zarar verdiğini ifade etti.
İslami akidenin şekillendirdiği tarihsel tecrübeden hareketle milletin kurucu iradesine uygun demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu yeni bir Türkiye inşa edilebileceğini, herkesin devletini ve cumhuriyetini inşa edebileceğini, herkesin kendisi gibi kalarak kendisini özgürce geliştirebileceği çoğulcu bir millet gerçekliğine uygun siyasi mimarinin oluşturulabileceğini söyledi.
1920'de açılan ilk meclisin, Millî Mücadele sonucunda oluşan ilk meclisin asıl amacının da bu olduğunu, bu nedenle İslamiyet'in kurucu bir irade olarak ilan edildiğini ve Ankara'daki ilk meclisin kurucu iradenin ruhuna uygun açıldığını belirtti. 1921 Anayasası'nın da bu kurucu iradeye göre oluşturulduğunu vurguladı.
KURUCU İRADE VURGUSU
Metiner, ülkenin kurucu iradesi veya kurucu ilkelerinin başka yerde aranması durumunda büyük bir hata yapılmış olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı'nın, Gazi Mustafa Kemal'in Ankara'daki ilk Meclis'in açılışıyla ilgili gönderdiği talimatı içeren tarihi önemdeki telgrafı paylaşırken asıl dikkat çekmek istediği hususun doğru anlaşılmaması durumunda üzücü olacağını ifade etti.
Bu durumun tarihe geri dönmeyi savunan bir anlayış olmadığını, kendi kökleri, yani kendi kurucu iradesi üzerinden zamanın gereklerine uygun biçimde gelişme talebi olduğunu belirtti. Bunun bir hesaplaşma veya reddetme değil, yeni bir başlangıç için asıl referansa yönelme talebi olduğunu, asıl referansın millet olduğunu ve milletin kurucu iradesinin üstünde hiçbir irade olamayacağını vurguladı.
Ülkenin ve milletin kurucu iradesinin de, kurucu ilkelerinin de o telgrafta açıkça ortaya konulduğunu, sonrasında yapılan her şeyin, millete rağmen yapılan her şeyin tarihin bir parçası olduğunu, olanlardan ders çıkartıp yeni bir başlangıç yapmanın şart olduğunu, birbirini affederek ve birbirine yaslanarak bu ülkenin kurucu iradesinin öngördüğü özgürlükçü, eşitlikçi ve çoğulcu bir yeni Türkiye'nin inşa edilebileceğini ifade etti.
Haber Merkezi