Mahfi Eğilmez'den Borç Tartışması: Yiğidin Kamçısı mı?

Mahfi Eğilmez'e göre, altın ve gümüş rezervleri sınırsız para basımını engelliyordu. Kâğıt paraya geçişle bu denge bozuldu, bağımsız merkez bankaları devreye girdi. Ancak 2008 kriziyle bu düzen de sarsıldı, siyasetçilerin para basma isteği yeniden gündeme geldi.

Yayınlanma:
Mahfi Eğilmez'den Borç Tartışması: Yiğidin Kamçısı mı?

Mahfi Eğilmez'in analizine göre, dünya ekonomisi borç sarmalında büyümeye çalışıyor. Geçmişten günümüze küresel borç ve gelir dengesini inceleyen Eğilmez, Türkiye'nin de bu durumdan farklı olmadığını vurguluyor.

KÜRESEL BORÇLANMA VE BÜYÜME

Eğilmez, tarihte para basımını engelleyen faktörlere değinerek, madeni paralardaki değerli madenlerin sınırlılığı ve ardından bağımsız merkez bankalarının rolünü anlatıyor. Ancak, **2008 küresel kriziyle birlikte bu durumun değiştiğini ve gelişmiş ülkelerin bol miktarda para basarak krizi aşmaya çalıştığını** belirtiyor.

2000 yılında küresel GSYH 34,2 trilyon dolar iken, küresel borç 110 trilyon dolar civarındaydı. 2024'e gelindiğinde ise **GSYH 111 trilyon dolara yükselirken, borç stoku 320 trilyon dolara ulaşmış durumda.** Bu durum, 1 dolarlık gelir yaratmak için 3 dolarlık borçlanma yapılması gerektiği anlamına geliyor.

Eğilmez, bu borçların karşılığında alacakların da olduğunu, alacaklıların çoğunlukla merkez bankaları, bankalar, kurumlar ve bireyler olduğunu belirtiyor. Ekonomik sistemin borçlanmayı bir büyüme yolu olarak sunduğunu, bankaların kredi mekanizmalarından devletlerin borçlanmasına kadar her alanda borcun önemli bir rol oynadığını ifade ediyor.

TÜRKİYE'NİN BORÇ DURUMU

Türkiye'nin toplam borçlarının 2024 itibarıyla 1.031 milyar dolar civarında olduğunu ve bu rakamın GSYH'nin yaklaşık yüzde 78'ine denk geldiğini belirten Eğilmez, borcun büyük kısmının özel kesime ait olduğunu vurguluyor.

**Türkiye'nin de borçlanarak büyüdüğünü ancak bu büyümenin sınırına gelindiğini** ifade eden Eğilmez, artık borçların yeni kaynak girişi sağlamak yerine eski borçların kapatılmasında kullanıldığını, hatta bir süre sonra bunun da yetersiz kalabileceğini belirtiyor.

Eğilmez, "Borç yiğidin kamçısıdır" atasözüne karşı çıkarak, borçlanmayı olumlu göstermenin doğru olmadığını savunuyor ve sağlıklı büyümeye odaklanmanın önemini vurguluyor.

Haber Merkezi