Yüksek Enflasyonla Mücadele Restoranları Müşterisiz Bırakıyor

Türkiye'de yükselen enflasyon ve artan gıda maliyetleri, restoranlarda yemek yemenin maliyetini artırarak, bu lüksü sınırlı bir seçenek haline getirdi. Restoran sahipleri ve müşteriler, artan fiyatlar ve düşen alım gücü karşısında zorluklar yaşıyor.

Yayınlanma:
Yüksek Enflasyonla Mücadele Restoranları Müşterisiz Bırakıyor

Türkiye'de artan enflasyon oranları, vatandaşların alım gücü üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Özellikle dışarıda yemek yeme alışkanlığı, artan maliyetler nedeniyle lüks bir aktivite haline geldi. Gıda ürünlerindeki yüksek enflasyon oranları, çalışan ücretleri, kira, elektrik ve su gibi işletme giderleri derken, normal bir restoranda yemek yemenin maliyeti kişi başına 300 TL'ye ulaştı.

Fiyat Artışları ve Müşteri Sayısındaki Azalma

Bu durum, restoranlara olan talebi de etkiledi. Örneğin, bir esnaf lokantasında mercimek çorbasının fiyatı 50 TL'yi geçti. Sektör temsilcileri, son 6 ayda müşteri sayısının yaklaşık %20 oranında düştüğünü belirtiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılında gıda enflasyonu %72.2 olarak gerçekleşti. İşlenmemiş gıdalarda yıllık enflasyon oranı %91.2'ye, işlenmiş gıdalarda ise %58.1'e yükseldi.

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, restoranların fiyat politikaları hakkında konuştu. 1 Ocak itibarıyla başlayan kapı önüne menü fiyat listesi koyma zorunluluğu, hem çift menüyü önlemek hem de fiyat şeffaflığını artırmak için getirildi. Bingöl, artan fiyatlar ve yan yana mekanlarda yaşanan fiyat karmaşası nedeniyle, neyin pahalı neyin ucuz olduğunu anlamanın zorlaştığını ve tüketicinin bilinçli kararlar alması gerektiğini vurguladı.

Restoranlar ve Fiyat Politikaları

Ramazan Bingöl, bazı restoranların müşteri yoğunluğunu azaltmak için fiyatlarını artırdığına dikkat çekti. Özellikle balıkçılar gibi bazı mekanlarda kişi başı ücretin 3 ila 5 bin lira arasında değiştiğini belirterek, et fiyatlarına geçen yıl yüzde 100'den fazla zam yapıldığını ve bu artışın devam ettiğini söyledi. Ayrıca, asgari ücret artışının maliyetlere yansımasıyla SGK ve vergi oranlarının yüksekliği konusunda da değinerek, bu vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini ifade etti.

İstanbul Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı ve Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Sayit Karabağlı da ekonomik koşulların hem vatandaşı hem de esnafı etkilediğini vurguladı. Artan maliyetlerin karşılanması gerektiğini belirten Karabağlı, marul gibi bazı temel ürünlerin fiyatlarının yüksekliğine dikkat çekti. Örneğin, bir adet marulun fiyatının 30 TL olduğunu, çiğköftenin yanına konulan bir marulun maliyetinin ise 30 TL olduğunu belirtti. Bu durumun müşterilerin beklentileri ile çatıştığını ve bazen ekstra hizmetlerin müşteri kaybına yol açtığını ifade etti.

Karabağlı, Ankara'da yaptıkları görüşmelerde, restoranların karşı karşıya olduğu vergi yükünün azaltılması gerektiğini de dile getirdi. Özellikle temel tüketim ürünlerinin KDV oranlarının ve banka maliyetlerinin düşürülmesi, restoranların üzerindeki mali baskıyı azaltabilir ve bu da menülerdeki fiyatların düşmesine yol açabilir.

Sonuç olarak, Türkiye'deki yüksek enflasyon oranları ve artan maliyetler, hem tüketicilerin alım gücünü hem de restoran sektörünü olumsuz etkiliyor. Bu durum, dışarıda yemek yeme alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştiriyor ve bu aktiviteyi giderek daha lüks bir hale getiriyor. Restoran sahipleri ve sektör temsilcileri, maliyetlerin artması ve müşteri sayısındaki düşüşle mücadele etmek için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Fiyat şeffaflığının artırılması, vergi oranlarının düşürülmesi ve maliyetlerin azaltılması gibi önlemler, restoranların bu zorlu dönemde ayakta kalmasına yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, tüketicilerin de artan fiyatlar karşısında daha bilinçli ve dikkatli olmaları gerekiyor. Bu durum, hem tüketicilerin hem de esnafın karşı karşıya olduğu ekonomik zorlukları hafifletebilir ve sektörün geleceği için olumlu bir adım olabilir.